29 Aralık 2008 Pazartesi

Elmasiyeli Muhallebi

SNC10114


Malzemeler
  • 1 lt süt
  • 30 gr tereyağı
  • 40 gr un
  • 20 gr pirinç unu
  • 150 gr şeker
  • 1 paket kivi aramolı jöle
  • 2 muz
  • 100 gr vişne, dondurulmuş da olur
  • 1 kivi
  • 1 mandalina

Yapılışı

Bir tenecerede tereyağını eritin, unu ekleyip orta ateşte, yakmamaya dikkat ederek, sürekli karıştırarak 5 dk kadar kavurun.

Süten bir miktar bir kaseye aktarıp içine pirinç ununu döküp eritin ve bunu diğer sütle birleştirip tenecereye azar azar dökerek ilave edin. Koyulaşmaya başlayınca şekeri ekleyin. İyice koyulaşıp muhallebi kıvamına gelince kaselere paylaştırarak döküp soğumaya bırakın.

Jöleyi paketindeki tarife göre hazırlayın. Muhallebilerin üzerlerine birer kat döküp buzdolabında donmaya bırakın.

Bu arada meyveleri soyup doğrayın. Meyveleri donan jölelerin üzerlerine dizin ve kalan jöleyi üzerlerine döküp tekrar dolaba koyup donmaya bırakın.

Hafif bir lezzet...yemeklerden sonra midenizi rahatsız etmek istemiyorsanız, ideal bir tatlı.

Afiyet olsun !

Kuzu Tandır

SNC10101

Kuzu tandırı sevenlere şiddetle tavsiye ederim, üstelik bu tarifi ben, olması gerektiği gibi kuzu budundan değil gerdandan yaptım, yine de çok nefis oldu. Tam bir hafta sonu yemeği, ya da hafta içinde biraz zamanınız varsa, yaklaşık 2,5 saat kadar, o zaman kolları sıvayın ve bu yemeği yapmaya koyulun.



Malzemeler

  • 500 gr kuzu but (ben gerdan kullandım)
  • 1 adet büyük soğan, çok ince yemeklik doğranmış
  • 2 diş sarımsak, ezilmiş
  • 2 çorba kaşığı zeytinyağı
  • 1 çorba kaşığı fındıkyağı, yoksa yerine yine zeytinyağı kullanabilirsiniz
  • 1 adet defne yaprağı
  • 1 çorba kaşığı kekik
  • tuz, karabiber
  • 1 adet fırın poşeti
  • 1 tatlı kaşığı un

Yapılışı

Ele birlikte tüm malzemeleri karıştırıp 30 dakika kadar bekletip marine edin.

Bir fırın torbasına 1 tatlı kaşığı un koyup, unun torbaya bulaşması için, torbanın ağzını kapatıp torbayı sallayın.

Bekleme süresinin sonunda etli karışımı fırın torbasına koyup, torbanın ağzını sıkıca kapatın. Torbayı fırın kabına yerleştirin ve 6-7 yerinden iğne ile delin.

Önceden 200 derecede ısıtılmış fırında, 1,5-2 saat kadar pişirin, ancak eti ara ara kontrol edin çünkü etiniz hızlı pişip yanabilir.

Pişen etleri torbadan çıkarıp küçük parçalara ayırıp, üzerlerine biraz daha kekik serpiştirip servis yapın.

Afiyet olsun !

28 Aralık 2008 Pazar

Pırasalı Mısır Unlu Tart

SNC10079

Pırasanın bu kadar lezzet katabileceğini bilmezdim. Hep duyardım da hiç denemeye yeltenmemiştim. Pırasalı yufkalı börekler de pek nefis olurmuş. Yakında da bunu denerim.
Aslında pırasayı marketten alırken amacım çorba yapmaktı...çorbasını da bilmezdim de, arkadaşım bahsedince yapmak istedim, o da pek lezzetli olurmuş. Şu aralar, havalar soğuk giderken evde her gün çorba içiliyor. Hep aynı şeyleri yapmaktansa değişik birşeyler deneyeyim dediydim. Ama neye niyet neye kısmet, kitaplarımı karıştırırken, Gamze Bursa'nın bu tart tarifi gözüme ilişince kararı değiştirip buna yöneldim.


Malzemeler
  • 500 gr pırasa, ince doğranmış
  • 1 soğan, yemeklik doğranmış
  • 1,5 çorba kaşığı zeytinyağı
  • 1,5 su bardağı mısır unu
  • 1/2 pk kabartma tozu
  • 1 su bardağından 1 parmak az süt
  • 1 yumurta
  • 1 çay kaşığı tuz
  • 1 çorba kaşığı tereyağı, tepeleme

Yapılışı

Zeytinyağını ısıtıp soğan ve pırasayı içine atıp 1o dk karıştırarak pişirin.

Başka bir kapta süt, mısır unu, kabartma tozu, tuz ve yumurtayı çırparak karıştırın ve ikiye bölün. Ayırdığınız yarının bir tanesine soğanlı pırasalı karışımı katın ve tabanını yağladığınız 20x20 cm kare bir fırın kalıbına döküp yayın.

Ayırdığınız diğer hamuru da üzerine dökün.

Tereyağını minik minik parçalara bölün ve hamurun üzerine koyun.

Önceden 180 derecede ısınmış fırında 20 dakika kadar pişirin.

Servis ederken kare kare kesip sunabilirsiniz.

Lezzetine bayıldım, aslında bu biraz da mısır unlu ekmeklere benzedi, belki aynı manyıkla, mısır unlu hamsili tart da yapılabilir.

Afiyet olsun !

27 Aralık 2008 Cumartesi

Choux Hamuru

SNC10066

İşte karşınızda "Pate â Choux" yani choux (şu) hamuru, nam-ı diğer profiterol hamuru. Sonunda, sayısının şu anda hatırlayamadığım bir sürü denemelerimden sonra, istediğim kalitede bir şu hamuru yapmayı başardım. Daha önceki profiterol tarifimdeki hamurdan çok daha başarılı oldu. Artık şu hamuru denemelerime son verip arşivimde yerini aldı. Bundan böyle bu hamurdan istediğimi yapabilirim, ister eclair pasta, ister ballı tatlı...neyse yakında yapıp yayınlarım.

Nasıl yaptığımı sorarsanız. Bu tarifte, ekmek makinemden çıkan ölçü bardağını kullandım, yaklaşık 230 gr'lık bardağa denk geliyor.

Malzemeler
  • 1 cup un
  • 1 cup su
  • 55 gr tereyağı, tuzsuz
  • 1/2 çay kaşığı tuz
  • 3-4 yumurta
  • Üzeri için 1 yumurta ve bir çimdik tuz

Yapılışı

Tencereye su, tereyağı ve tuzu koyup kaynatın. Kaynattıktan sonra ocaktan alıp unu ekleyin ve spatula ile hızlı hızlı karıştırın. İyice karıştırdıktan sonra, ocağa alıp orta ısıda 5 dakika karıştırarak pişirin. Hamuru ocaktan alıp karıştırma kabına aktarın. 5 dakika soğumasını bekledikten sonra yumurtaların birini ekleyip hamur yoğurma mikseri ile veya spatula ile karıştırın, sonra ikincisini ekleyip karıştırın, ve sonra 3'sünü ekleyip karıştırın, eğer hamurunuz pürüzsüz ve hafif parlak ve birazcık da akışkan bir kıvama geldiyse 4. sünü eklemeyin. İhtiyaca göre dördüncü yumurta ilave edilmelidir aksi takdirde hamur çok yumuşak olup tepside kendini bırakıyor. Ben ne yazık ki bu aşamada fotoğraf çekmeyi unuttum yoksa buraya ekleyecektim, ama tekrar yaptığımda bu sefer atlamayacğım.

Hamur sıkma torbasına geniş ağızı duyu ekleyin. Hamuru, hamur sıkma torbasına aktarın ve aralarında yaklaşık 3cm aralıklar bırakarak, yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine 3 cm çapında topcuklar sıkın. Unutmayın hamur pişince 2 misli kabarıyor. Bu arada öneli olan bu işlemleri hızlı yapmak, hamuru çok bekletmeyin. Tarifte sıkma işlemi bittikten sonra hamurların üzerine, bir çimdik tuz ile bir yumurtayı çırpıp, fırça ile sürün diyordu, ben de aynen uyguladım, bunun ne kadar gerekli olduğundan emin değilim, belki bunu yapmasak da olur.

Önceden 190 derecede ısıtılmış fırında yaklaşık 30-35 dakika üzerleri kızarana kadar pişirin. Ve pişme süresi bittikten sonra, fırının kapağını açmadan, içerde 20 dakika kadar beklettim. Tarifte 1 saat bekletin diyordu ama 20 dakika da yetti.

Profiterol toplarını fırından çıkarıp ızgara teline koyun ve soğutun. Bu aşamada içleri boşalıyormuş. Soğuduktan sonra bıçak ile ortalarını yarıp içine istediğiniz krema veya içi ekleyebilirsiniz.

Not: ben daha önceki profiterol tarifimdeki kremayı kullandım içine, hatta çikolata sosunu da hazırlayıp, sos soğuduktan sonra servisten 6 saat önce topların üzerine döktüm ve kesinlikle de yumuşamadılar, hani nasıl pastanelerde, sosu üzerinde bekletilip satılır ve de yumuşamaz, valla onun gibi oldu. O yüzden çok mutlu oldum :)

Sizlere de başarılı denemeler !

25 Aralık 2008 Perşembe

Fırında Patatesli Somon

SNC10035

Sonunda şööyle rahat bi nefes alabildim...ve bilgisayarımın başına oturdum.

Bu tarif tamamen uydurmadır, genelde yemek kitapları ve dergilerinden faydalanırım ama, bu, canım ne çektiyse o doğrultuda yaptığım bi tarif.
Her nedense akşam iş dönüşü yolda giderken birden canımım balık, hatta somon balığı çektiğini fark ettim. Bir anda, yolumun üstündeki Migros'da buldum kendimi, yani biraz tiyatral hava vereyim diye böyle yazıyorum yoksa bilincimi falan kaybetmiş değilim merak etmeyin :)
3 kişi olduğumuz için, balığın bi kuyruk tarafı ile 4 parmak kalınlığında 1 parça daha alarak, toplam 2 parça somonu, 2 parmak eninde şeritler halinde kestirip aldım. Aslında tam olarak nasıl pişireceğime karar verememiştim ama en azından fırında pişirmek istediğimi biliyordum.
Dedim ki; ben ne severim?...patates...e tamam ondan da koyayim,
başka ? domates...ona da ok,
daha başka? dondurma...e yok artık,
tamam tamam...mantar...o olur işte, e yeter artık daha fazla malzemeye gerek yok.

Fırını 200 dereceye getirdim, bir fırın kabını zeytinyağı ile yağladım, üzerlerini güzelce yıkayıp kabuklarıyla birlikte yuvarlak ve ince dilimlediğim 4 adet taze patatesleri kabın dibine döşedim. Üzerlerine somonları ve yine halka halka sestiğim domatesleri ve de dilimlediğim mantarları yerleştirdim. Üzerleine tuz, karabiber, zencefil ve kurutulmuş maydanoz serpiştirdim. 2 adet limon dilimini de öylesine attım üzerlerine, biraz da zeytinyağı gezdirip, ısınmış fırına koydum. Yaklaşık bi 25 dk kadar sürede pişti. Fırından çıkarmadan patatesleri kontrol ettim, çiğ kalırsa tadı çok kötü oluyor.

Özellikle oğlum çok beğendi...



Afiyet olsun !

18 Aralık 2008 Perşembe

Üzümlü Fındıklı Muffin

SNC10019


Malzemeler
  • 1/2 paket margarin
  • 2 kahve fincanı bal
  • 2 yumurta, sarısı ve beyazı ayrılmış
  • 1 su bardağı un
  • 2 tatlı kaşığı şeker
  • 2 çay kaşığı kabartma tozu
  • 2 yemek kaşığı kuru üzüm
  • 2 yemek kaşığı fındık, kırılmış
  • 1 çay kaşığı tarçın
  • 1 çay kaşığı vanilya

Yapılışı

Margarin ve balı karıştırın. Sonra yumurta sarılarını ekleyin ve çırpın. Peşine un, kabartma tozu, tarçın ve vanilyayı ekleyin.

Ayrı bir kapta yumurta beyazlarını şekerle çırpın, kar gibi olunca diğer yumurtalı karışıma ekleyip spatula ile hepsini birbirine katın.

Son olarak kuru üzüm ile kırık fındıkları da ilave edip kağıt muffin kalıplarına dökün. Yaklaşık olarak 12 adet çıkıyor.

Önceden 180 derece ısıtılmış fırında 15-20 dakika kadar pişirin.

Afiyet olsun !

14 Aralık 2008 Pazar

Sosisli Minik Börekcikler

SNC10298

Geçen gün oğluşun doğum gününü kutladık. Bu arada artık oğluşa söz verdim, büyüdüğü için ona oğluş demeyeceğim diye, hatta artık sokakta birlikte yürürken ona sarılmayacağıma da söz verdim.
Geçen gün, eski pantalonları Michael Jackson stili kısa kaldığı için, yeni bir pantalon almaya çarşıya çıktık, mağazaların birinde bi pantalon bulduk, pantalonu denemek için kabine girdi, girdi çıkmaz bi türlü, ben de dayanamayıp, içeri seslendim: "Canikosuu pantalon nasıl olduuu?" diye, bizimkisi kafayı çıkartıp: "Anne bana böyle demesene" dedi ve yine içeri girdi. O an farkına vardım durumun, yani karizma durumlarının....amaa evde her türlü sululuk serbest...öyle anlaştık :) Eee artık büyüdü, ne kadar kabul etmesem de adım adım delikanlılığa giriyor...her ne kadar o benim hala minik oğluşum olsa bile.
Bu sene de, daha öncekiler gibi pasta dahil yiyecekleri ben yaptım. Mönüyü beyefendinin kendileri oluşturdular, en sevdiği mozaik pastası ve kıymalı börek olmazsa olmazmış. Bunların yanında da ne istersen yap dedi...Ben de geçen gün yaptığım profiterolu çok sevdiği için pastasını da profiterolden yaptım. Bu sefer biraz daha farklı bir tarif kullandım, onun da tarifini ayrıca vereceğim. 2 tatlı 2 tuzlu olsun istediğim için, bi de ilaveten bu börekcikleri yaptım. Başka da birşey yapmadım, zaten yeterli bir mönü oldu. Neyse daha fazla lafı uzatmadan tarife geçeyim.


Malzemeler

  • 12 adet milföy yaprağı
  • 21 adet kokteyl sosis
  • 1 yumurta sarısı
  • üzeri için çörek otu


My creation

Yapılışı

Milföyleri buzluktan çıkartıp unlanmış tezgaha koydum. Çözüldükten sonra her sırada 4 adet milföyü yanyana koyarak, 12 adet milföyden, 3 sıra olacak şekilde birbirine bitiştirip oklava ile üzerlerinden geçip hamurları biraz genişlettim. Üzerlerine fırça ile yumurta sarısını sürdüm.

Sonra buzlukta duran sosisleri çıkartıp, 7 adet sosisi milföyün kenarına dizdim. Milföyü sosisleri saracak şekilde bir tur kadar çevirip bıçak ile boydan boya kestim. Kesip kamurdan ayırdığım ruloyu 2 parmak eninde kesip küçük parçalar elde ettim. Bu işemi diğer kalan hamurdan 2 rulo daha elde edece şekilde devam ettim.

Sosisli küçük börekçikleri yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine dizdim. Üzerlerine kalan yumurta sarısından sürüp çörek otu serptim. Sosislerin biraz çözülmesi için bi 10 dakika bu şekilde beklettim.

Önceden 180 derece ısıtılmış fırında 15-20 dakika üzerleri kızarana kadar pişirdim.

Bu şekliyle de güzel oldu ama bir dahaki sefere değişiklik olsun diye sosisleri yağda biraz soteleyip, hatta belki salça da ekleyerek, önceden pişmiş bir şekilde hamura koyacağım. Çok pratik ve beklenmeyen misafirlere ikram etmek için birebir.

Afiyet olsun !

8 Aralık 2008 Pazartesi

1 Aralık 2008 Pazartesi

Kayınvalidemin Kızartma Köftesi

SNC10261

İster istemez eşinizin annesinden gördüğü bazı tarifleri öğrenmek zorunda kalıyorsunuz. Gerçi laf aramızda lezzetli olduğu için gayet gönüllü bir şekilde öğrendim. Bildiğimiz klasik köftelerden biraz daha farklı bir usulde yapılıyor...Ne soğan rendeliyorsun ne de yumurta ekliyorsun, aslında basit ama bence bir o kadar da lezzetli.

Nasıl yapıldığına gelince, buyrun tarifi...


Malzemeler
  • 450 gr kıyma
  • 3 çorba kaşığı ekmek kırıntısı
  • 1 tatlı kaşığı dolusu kurutulmuş nane
  • 1 çorba kaşığı kurutulmuş maydanoz (tazesi de olur)
  • 1-2 diş sarımsak, küçük doğranmış
  • 1 tatlı kaşığı sıvıyağı
  • karabiber
  • kimyon
  • tuz

Yapılışı

Bayat ekmekleri rondodan geçirip bir kapta saklarım. Böylece hep elimin altında hazır olur. Ben genelde köftelere ekmeği bu şekilde eklerim, ıslatmadan sadece rondodan çekilmiş şekilde kırıntısını eklerim.

Tüm malzemeleri derin bir kaba koyup yoğurun. Yoğurma işlemi bittikten sonra, kıymadan ceviz iriliğinde parçalar koparıp, uzun ve yuvarlak, sosis gibi şekil verdikten sonra, köfteleri en az yarım saat buzdolabında bekletin.

Sıvıyağını ısıtıp, köftleri kızartın. Ben genelde bu köfteyi yaptığım zaman, patlıcan, patates ve çarliston biberi de kızartıp, üzerlerine domates sosu hazırlar, hepsini birlikte servis ederim.

Afiyet olsun !

23 Kasım 2008 Pazar

Profiterol

SNC10206

Sonunda üçüncü denememde başardım. Çeşitli tarifleri denedikten sonra bu tarifle profiterol yapabilmeyi başardım. Tek problem profiterollerin çok iri olmasıydı :) Ama söz konusu profiterol olunca iri olması kimsenin umrunda olmadı.

Buyrun işte tarifi...

Malzemeler

Hamuru için;
  • 125 gr margarin
  • 1 su bardağı su
  • 1 su bardağı un
  • 3 yumurta

Kreması için;

  • 2,5 su bardağı süt
  • 3 yemek kaşığı un
  • 6 yemek kaşığı şeker
  • 1 paket vanilya

Çikolata sosu için;

  • 7 çorba kaşığı şeker
  • 3 çorba kaşığı kako
  • 1 çorba kaşığı nışasta
  • 2,5 su bardağı süt
  • 100 gr bitter çikolata

Yapılışı

Hamuru için suyu ve margarini tencereye koyup ısıtın, margarin eriyince unu karıştıra karıştıra ekleyin, bu aşamada hamuru yakmadan pişirmeye dikkat edin, hamur toparlandıktan sonra, biraz daha karıştırın ve hamuru ayrı bir kaba aktarıp 10 dakika kadar soğumasını bekleyin. Ardından yumurtaları teker teker ekleyip mikserle karıştırın.

Hamuru yağlanmış fırın tepsisine ya da yağlı kağıt serili fırın tepsisine, hamurdan yarım ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp, kaşık yardımıyla dizin. Aralarında mutlaka mesafe bırakın. Önceden 200 derecede ısıtılmış fırında 15 dakika, pembeleşinceye kadar pişirin, pişirme süresi bittikten sonra fırını kapatıp, kapağını açmadan hamurları bi 15 dakika kadar içinde bekletin. Pişirme işlemi aslında en önemli aşama, başından sonuna kadar olan süreçte fırnınızın yanından pek uzaklara gitmeyin, özellikle pişirme esnasında sık sık rengini kontrol edin, bekletme aşamasında da gözünüz fırınınızın üzerinde olsun.

Kreması için, vanilya hariç tüm malzemeleri karıştırıp pişirin. Ilınınca vanilyayı ekleyip soğutun. Soğumuş kremayı, ortasından kestiğiniz hamurların içine doldurun.

Sosu için, tüm malzemeleri birlikte pişirin ve soğuması için bekleyin. Ancak sosu servis yaparken profiterollerinizin üzerine dökün yoksa yumuşar.

Afiyet olsun !

Beşamel Soslu Sebzeli Tavuk

SNC10199

Tavuk suyu çorbası yapmak için haşladığım tavuğun eti artınca değerlendirmenin yollarından bir tanesi bu tarifi uygulamak oldu. Mutlaka daha başka tarifler vardır, aslında önerileriniz olursa çok sevinirim çünkü çorba yaptıktan sonra artan tavuğu genelde benzer şekillerde değerlendiriyorum.

Bu tarif için...

Malzemeler
  • Haşlanmış tavuk eti
  • 1 havuç
  • 1 büyük patates
  • 3 çorba kaşığı konserve bezelye
  • 2 çorba kaşığı un
  • 2 çorba kaşığı sıvıyağı
  • 2,5 su bardağı süt
  • 2 çorba kaşığı dolusu parmezan peyniri
  • 1 çay kaşığı muskat (hint cevizi rendesi)
  • tuz, karabiber

Yapılışı

Havucu yıkayıp temizleyin, patatesin kabuğunu soyup yıkayın, her ikisini de küp küp doğrayın. Tencereye patates, havuç ve bezelyeyi koyup, üzerine sıcak suyu dökün ve 10 dakika kadar haşlayın.

Haşlanan sebzelerin suyunu süzüp, didilmiş tavuklarla birlikte karıştırıp fırın kabına yerleştirin.

Ayrı bir tencerede yağ ve unu yanmadan kavurun, üzerine sütü yavaş yavaş dökün, peşine tüm baharatları ekleyin. Koyulaşmaya başlayınca peyniri de katıp 1-2 karıştırdıktan sonra ocaktan alıp, sebzeli tavuğun üzerine dökün.

Parmezan yerine kaşar veya dil peyniri rendesi de ekleyebilirsiniz. Bende daha önceden makarna için kullandığım parmezan vardı, arttığı için onu değerlendirdim.

Önceden 180 derecede ısıtılmış fırında yaklaşık 15-20 dakika kadar pişirilir.

Afiyet olsun !

21 Kasım 2008 Cuma

Tavuk Suyu Çorbası

SNC10186

Ne zaman sağlıkla ilgili bir problem olsa, elim hemen bu çorbaya gider, ilaç gibi. Oğluşun o gün karnı ağrıyınca, bana "anne tavuk suyu çorbası" yapsana dedi...kendisine neyin iyi geleceğini biliyor, bunun gibi, özellikle çok daha küçükken ne zaman öksürük olsa, benden hemen ballı limon isterdi, bir tatlı kaşığı bala damlatılan 3-4 damla limon suyu, hemen gıcığını alırdı. Biz öksürükten çok çektik ama hiç öksürük şurubu vermedim, ballı limon, göğse sürülen vicks ve kaloriferin üzerine konulan içi su dolu tas, bu şekilde atlattık o yılları...

Tavuk suyu da, içtiğimiz zaman kendimizi iyi hissetiğimiz bir çorba. Oğlum bile bunu hissettiğine göre ve de istediğne göre kesin bunda birşey var :) Tavuk suyu çorbasının antibiyotik gibi iyi geldiği söylenir...özellikle soğuk havaların kapıda olduğu şu aralar sıcak sıcak ne de iyi gelir...


Malzemeler

  • Bir bütün tavuk
  • 2 avuç tel şehriye
  • 1 çorba kaşığı nane
  • limon suyu
  • 1,5 litre su
  • tuz

Yapılışı

Tavuk güzelce yıkanır ve düdüklü tencereye konu, üzerine su ve tuz eklenir. Kapağı kapatılıp, buharı çıkmaya başlayınca yaklaşık bir 20 dakika pişirilir.

Pişen tavuk tencereden alınıp, etleri kemiklerinden ayrılır. Ben tavuğun sadece beyaz etlerinden yaklaşık bi 3 çorba kaşığı dolusu kadar koyuyorum çorbaya, geri kalanını ayrıca yiyoruz. Tencerede kalan suya şehriye ve tercihan tavuğun göğüs etlerinden didilerek eklenir ve kaynamaya bırakılır, kaymaya başladıktan sonra içine nane atılır. Tavuk zaten yağ bıraktığı için çorbaya ayrıca yağ koymuyorum. Yaklaşık bir 10 dakika sonra ocağın altı kapatılır.

Servis yaparken limon suyu ilave edilir,

Afiyet olsun !

18 Kasım 2008 Salı

Kakaolu Muffin

SNC10183

Hafta sonu dışarıda dolanırken cebim çaldı, arayan oğlumun dersaneden hocası, "oğlunuz rahatsızlandı derse giremedi, gelebilir misiniz?" dedi. Ben bir panik...fırladım ve ışık hızıyla dersaneye gittim, süklüm püklüm koltuğun kenarına oturmuş oğluşu aldım eve geldim.
Ağrının apandisit ağrısı olup olmadığını anlamak için bir iki yokladıktan sonra, bir yandan nane limon hazırlarken bir yandan da oğluşu sorguya çektim.
"Aşkım bir şey mi aldın kantinden?"
"Evet"
"Ne yedin?"
"Kakaolu top kek"
Okula başladığından beri, okullarında kantin olmadığından kantinden alışveriş yapma alışkanlığı hiç edinmedi ama maalesef dersanesinde kantin var ve o gün de sabah kahvaltısını tam anlamıyla yapmadığı için acıkmış, birazda etrafından etkilenerek dayanamayıp kek alıp yemiş, ve ne olduysa ondan sonra olmuş. Suçlu kek miydi yoksa başka birşey miydi tam anlayamadık ama hepimiz bu durumdan ders aldık.

Ders 1: Doğru düzgün kahvaltı bitirilmeden ne dersaneye ne de okula gidilecek
Ders 2: Dışarıdan, katkı maddeli ürün alınıp yenilmeyecek
Ders 3: Her ihtimale karşın oğluşun yanına yiyecek birşeyler verilecek.

Özellikle bu son dersi hemen uygulamaya aldık ve oğluşun dişlerine tel takıldığından yanına kolaylıkla yiyebileceğı yumuşak birşeyler verebilmek adına, çikolata sevgisini de göz önünde bulundurarak, kakaolu muffin yapmaya karar verdim. Normalde, diş telleri olmasa en güzeli yanına bir adet elma vermek ancak diş telleri yüzünden uzunca bir süre elma gibi sert meyve ve sebzeleri ne yazik ki ısırarak yiyemeyecek. E tabii meyve ve sebze gibi besinler önceden soyulup yiyilecek ana kadar bekletildiğinde renginde ve tadında değişiklik oluyor...dolayısıyle kakaolu minik kekcikler en mantıklısı oldu.

Şimdi her gün yayına bu minik kekciklerden 1 tane alıp okula ve dersaneye öyle gidiyor...


Malzemeler

  • 250 gr margarin
  • 4 yumurta
  • 1 su bardağı un
  • 1,5 su bardağı şeker
  • 1 paket vanilya
  • 100 gr kakao
  • 1 çay kaşığı tuz

Yapılışı

Margarini benmari usulü eritin. Margarine kakaoyu ekleyip karıştırın ve kenara alın. Mikserde yumurta ve şekeri çırpın, peşine diğer tüm malzemeleri ekleyip biraz daha çırpın. Ardından kakaolu margarini de ilave edip son bir kez daha karıştırdıktan sonra, hamuru ister silikon kalıplara ister kağıt kalıplara döküp önceden 175 derece ısıtılmış fırında yaklaşık 15 dk kadar pişirin. Kekleri fırından çıkarmadan evvel mutlaka bir kürdan ile keke batırıp çıkarın ve eğer kürdan kuru çıkıyorsa kekleri fırından çıkarın aksi takdirde pişirmeye devam edin.

Afiyet olsun !

11 Kasım 2008 Salı

Yoğurt ve Safranlı Tavuk

SNC10175

Fırsat bulmuşken hemen dün yaptığım tarifi aktarayım dedim. Her ne kadar adı yoğurt ve safranlı tavuk da olsa, safranın yanısıra kişniş ve zencefil de var, ama orijinal adı bu şekilde olduğu için ben de olduğu gibi yazdım ancak malzemelerin ölçülerini kendime göre değiştirdim.


Malzemeler
  • 1 bütün tavuk
  • 1 çay bardağı zeytinyağı
  • 2 diş sarımsak
  • 1 su bardağı yoğurt
  • 1 adet limon suyu
  • 1 çay kaşığı kişniş
  • 1 çay kaşığı safran
  • 1/2 tatlı kaşığı taze zencefil rendesi
  • karabiber
  • tuz

Yapılışı

Sarımsakları ezin, zencefili rendeleyin ve bu ikisini çukur bir kaseye koyduğunuz yoğurda katıp karıştırın. Zeytinyağı, limon suyu, safran, kişniş, tuz ve karabiberi de yoğurtlu karışıma ekleyip karıştırın. Bu karışımı, yıkanmış kurulanmış tavuğun her tarafına sürüp, buzdolabında 1 gece üstü kapalı bir kapta bekletin.

Sosun içinde dinlenmiş tavuğu fırın kabına aktarın, diğer kapta kalan sosundan 2-3 çorba kaşığı kadarını fırın kabına aktarabilirsiniz.

Önceden 220 derecede ısıtılmış fırında 35-40 dk kadar kızarana kadar pişirin. Ben, arada fırını açıp, tavuğun bir yüzü kızardıktan sonra diğer tarafını da çevirip diğer tarafının da kızarmasını sağladım. Hatta bu işlem sırasında, sulanan sosu da süzüp pişirme işlemine öyle devam ettim.

not: fotoğrafta fırın kabı çok temiz görünüyor ama aslında ben servis yaparken tavuğu temiz bir kaba aktardım, yoksa fırından bu şekilde çıkmadı tabii ki :))

Afiyet olsun !

2 Kasım 2008 Pazar

Sebzeli Tavuk Baget

SNC10187

Çorbadan sonra, yine bir dergide görmüş olduğum bu tarifi yaptım. Kendime göre ufak tefek değişikliklerden sonra harika bir yemek çıktı ortaya... Ama bence işin sırrı düdüklü tencerede...genelde sıklıkla kullandığım düdüklü tencereme suyu eser miktarda ilave edip daha lezzetli yemekler elde ediyorum, sanki lezzeti suyuna değil de yemeğin kendine bulaşıyor.

Nasıl yaptığımı anlatayım...


Malzemeler
  • 8-9 adet piliç baget
  • 1 büyük havuç
  • 1 avuç kereviz yaprağı
  • 4-5 adet mantar
  • 5 çorba kaşığı zeytinyağı
  • 1 tatlı kaşığı kurutulmuş biberiye
  • 2 çorba kaşığı beyaz şarap
  • 3 çorba kaşığı domates püresi
  • tuz, karabiber
  • 3-4 çorba kaşığı sıcak su

Yapılışı

Havucu temizleyip küp küp kesin, kereviz yapraklarını doğrayın. 2 çorba kaşığı zeytinyağını tavada ısıtın ve sebzeleri içine atıp kavurun. Peşine küçük küçük kestiğiniz mantarları ilave edin, birlikte kavurmaya devam edin ve suyunu çekince pişen sebzeleri düdüklü tencerenin içine dökün.

Aynı tavaya, kalan 3 çorba kaşığı zeytinyağını dökün, tava zaten sıcak olduğu için, zeytinyağı hemen ısınıyor, o yüzden beklemeden, biberiye, tuz ve karabiberi döküp arkasından bagetleri tek tek ilave edin ve arkalı sote edin.

Soteledikten sonra, düdüklüde bekleyen mantarlı karışıma ekleyin. Üzerlerine şarap, domates rendesi, suyu ve birazcık daha tuzu ilave edip kapağını kapatın. Tencereden buhar çıkmaya başlayınca, altını kısıp 25 dakika kadar pişirin.

Yanına sade pilav ile servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun !

Şehriyeli Yoğurt Çorbası

SNC10171

Nerelerdeydim uzunca zamandır? Valla ben de bilmiyorum...aslında buralardaydım da elim kolum pek kalkmadı. Tembellik çöktüydü üstüme...mevsim değişiminden midir nedir bilemedim ama enerjim tekrar yerine geldi...ya da eşimin memleketinden gelen, ayıptır söylemesi, cevizli sucuklarda keramet :))
Bizim İstanbul'da gördüğümüz, sanki üzeri silikonla kaplanmış gibi duran tatlı sucuklar...sadece taklit yapıyorlarmış...sucuğun asıl vatanı (bana göre) Mardin imiş. Bildiğim kadarıyle bu yörelere ait ürünleri satan yerler var, denemenizi şiddetle tavsiye ederim...

Havalar soğudu derken, tekrar ısınıverdi...pastırma yazı bu olsa gerek...hele bugün...Allahtan yazlıklarla birlikte kaldırmadığım bir-iki t-shirt'üm vardi da, onlardan birini giyip çıktım dışarıya. Hava o kadar güzeldi ki, yaz mevsimin, sonbaharın içinde unuttuğu bu sayılı günlerini bir daha bulamayız diyerekten, kahvaltımızı dışarıda yaptık, simit, beyaz peynir ve çay...En sevdiğim kaçamak kahvaltı türü...Bir yandan çayımı içerken, bir yandan güneşten yararlanırken, bir yandan da hafiften hafiften, akşama ne yapacağım, hatta bu hafta neler yapacağımı düşünmeye başladım. Bir yudum çay, biraz sohbet, arada tekrar düşüncelere dalış: "mutlaka bir çeşit zeytinyağlı yapmam lazım, bu aralar çalı da çok güzel, zeytinyağlı fasulye yaparım, öncesine de şehriyeli domates çorbası" simitten bir ısırık, çay, ve yine dalış: "Salı hamsi alayım...tavada...evet bu Salının mönüsü tamam", sohbete eşlik, simit, çay derken...bu akşamki mönü ile haftanın ilk 2 gününü planladım.

Bu akşam için bir yemek dergisinde gördüğüm çorbayı yapmaya karar vermiştim, yayla çorbasının akrabası diyebiliriz...pirinç yerine tel şehriye ve de ilaveten nohut....

Malzemler
  • yarım su bardağı tel şehriye
  • 5 su bardağı su
  • 1 yemek kaşığı zeytinyağı
  • 2,5 su bardağı yoğurt
  • 1 yemek kaşığı un
  • 1 su bardağı haşlanmış nohut, ya da 1 küçük konserve haşlanmış nohut
  • 1 yumurta sarısı
  • 30 gr tereyağı (tepeleme 1 çorba kaşığı kadar)
  • 1 yemek kaşığı kuru nane
  • tuz

Yapılışı

2 su bardağı suyu tencereye alıp kaynatın, içine şehriye ve zeytinyağını ilave edip, orta ateşte 5 dakika kadar pişirin. Kenara alın.

Geniş bir kapta yoğurt, yumurta sarısı, tuz ve unu çırpın. İyice karıştırdıktan sonra, peşine, yine çırpma işlemine devam ederek geri kalan 3 su bardağı suyu azar azar ilave edin.

Yoğurtlu karışımı şehriyelerin üzerine azar azar, karıştıra karıştıra dökün. Tencereyi tekrar ocağa alıp orta ateşte 10 dakika kadar kaynatın. Peşine haşlanmış nohutları ilave edin. Bu arada, her ne kadar hoşlanmasam da zaman zaman hazır olarak satılan haşlanmış nohut veya fasulyeleri dar zamanlarımda yemeklerimde kullanmayı tercih edebiliyorum, ama sizin zamanınız varsa nohutları, bu yemeğe başlamadan, en başta haşlayıp hazır etmelisiniz. Nohutları ilave ettikten sonra 15 dakika kadar daha pişirin.

Tereyağını eritip naneyi ekleyin ve bunu çorbanın içine dökün. Çorbanın kıvamı bana göre tamdı ama dileyen, az biraz daha sıcak su ilave ederek damak zevkine göre ayarlayabilir.

Afiyet olsun !

22 Ekim 2008 Çarşamba

Fıstıklı İrmik Helvası

SNC10157

Malzemeler
  • 500 gr irmik
  • 200 gr tereyağı
  • 400 gr tozşeker
  • 750 gr süt
  • 100 gr çamfıstığı

Yapılışı

Tereyağını tencerede eritin, çamfıstıklarını ekleyip kavurun. Başka bir tencerede süt ve tozşekeri kaynatın.

Fıstıklar pembeleşince irmikleri ekleyip rengi değişene kadar kavurun, ancak ocağın ısısına çok dikkat edin zira tereyağı çok çabuk yanabiliyor. İrmikler de kavrulunca şekerli sütü ekleyip karıştırın. Ocaktan alın ve 15 dakika kadar demlenmeye bırakın. Ilık ılık servis yapın. Dilerseniz yanına vanilyalı dondurma da koyabilirsiniz.

Afiyet olsun !

Hamsi Kızartma

SNC10153

Bizimkiler bıktı...Bu aralar hem pratik hem faydalı hem lezzetli hem de mevsimi olması itibariyle balık yemeklerine takılmaktayım, balıklar oltaya ben de balıklara :))

Bu arada "hem de" lere 1 yenisini daha ekleyeyim hem de hesaplı...evet karşınızda hamsi kızartma...

Malzemeler
  • 1 kg hamsi (3 kişi için)
  • 1 kase mısır unu
  • biraz sıvıyağı

Yapılışı

Hamsiler güzelce balıkçıda ayıklatılır, eve gelinir ve yıkanır. Suyu süzülüp kurutulduktan sonra, mısır ununa bulanır. Sıvıyağı tavada ısıtılır ve hamsiler tek tek sıvıyağına atılıp kızartılır. Aslında bir dergide okudum, çok az sıvıyağı ile yapışmaz tavada da çok güzel pişiriliyormuş, bu hafta, bizimkiler duymasın ama bu usüle göre yapacağım.

Yanına da kırmızı soğan ve yeşil salata...

Afiyet olsun !

19 Ekim 2008 Pazar

Kıymalı Fırın Makarna

SNC10031

Malzemeler
  • 1 paket fırın makarna
  • 2 yemek kaşığı tereyağı, erimiş
  • 250 gr kıyma
  • 1 soğan
  • 2 yemek kaşığı sıvıyağı
  • 1 su bardağı rendelenmiş kaşar peyniri
  • 3 yumurta
  • 2,5 su bardağı süt
  • tuz, karabiber

Yapılışı

Aşağı yukarı 3 lt suyu kaynatıp içine tuz ve 1 tatlı kaşığı sıvıyağını ekleyip peşine makarnayı kırmadan içine atın ve 10 dakika kadar haşlayın. Haşladıktan sonra üzerine 2 bardak kadar soğuk su ekleyip 5 dakika kadar bekletin. Makarnayı iyice süzüp erimiş tereyağını ekleyin ve silkeleyerek karıştırın.

Soğanı yemeklik doğrayıp 2 yemek kaşığı sıvıyağında kavurun, peşine kıyma, tuz ve karabiberi ekleyip pişirin.

Makarnanın yarısını yağlanmış bir fırın tepsisine boşaltıp üzerine kıymayı yayın. Kalan makarnayı da kıymanın üzerine koyup en üstüne rendelenmiş kaşar peynirini serpiştirin.

Yumurtalar, tuz ve sütü çırpın ve bu sosu makarnanın her tarafına dağılacak biçimde dökün.

Önceden 180 derece ısıtılmış fırında 40 dakika kadar pişirin.

Afiyet olsun !

Kabak Tatlısı

SNC10151


Balığın peşine insanın canı tatlı çekiyor...
Geçen gün eve giderken, bi baktım bizim enginarcı kabak ayıklıyor, balık yapmayı kafaya da koymuştum ya, peşine de tatlı olarak kabak tatlısı yapayım dedim. Kaptım kabakları, geldim eve ve koyuldum pişirmeye...


Malzemeler

  • 1,250 kg kabak
  • 600 gr toz şeker
  • 1 portakal kabuğu rendesi
  • Üzeri için çekilmiş ceviz

Yapılışı

Kabakları yıkayıp genişce bir tencereye dizdim. Kabakların aralarına iyice girmesini sağlayarak üzerine toz şekerini serpip, 1 saat kadar beklettim. (Kabaklara su eklemeden, kendi suyu ile pişirebilirsiniz). Bekletme süresinin sonunda ocağın altını açtım ve kabakların üzerine portakal rendesini ekledim.

Kaynadıktan sonra altını kısıp 20 dakika pişirdim, kapağını açıp kabakların suyunu çekip çekmediğine baktım, biraz sulu olduğunu görünce bir 15 dakika da kapağı açık pişirdim, sonra tekrar kapatıp bir 5-10 dakika daha pişirdikten sonra ocağın altını kapatıp 1 saat dinlenmeye bıraktım.

Servis tabağına alıp üzerine ceviz serpiştirdim.

not: portakal kabuğu rendesi çok güzel bir tat kazandırdı, dilerseniz eklemeyebilirsiniz ama ben çok beğendim tavsiye ederim.

Afiyet olsun !

Palamut Tava

SNC10076

Balık mevsimini atlamamak lazım, olabildiğince her hafta en az bir kere balık yapmaya çalışıyorum. Şu ara palamut da yağlandı, kızartması yapılabilir. Aslında kafama palamutu takmış olmasaydım, balıkçının tezgahında pırıl pırıl duran hamsileri alacaktım. Neyse artık bu hafta içinde mutlaka hamsi alıp yapacağım.

3 kişiye 2 palamut...

Malzemeler
  • 2 palamut, halka halka doğranmış
  • 1,5 çay bardağı un
  • tuz, karabiber
  • Kızartmak için sıvıyağı

Yapılışı

Plamutları alırken balıkçınıza balıkları halka halka doğratın.

Un, tuz ve karabiberi bir kapta karıştırın. Palamutları unlu karışıma bulayın. Sıvıyağını tavada kızartın. Balıkları kızartıp kağıt havlu üzerine alın.

Kızartma işlemi bitince, balıkları servis tabağına koyup yanına da kırmızı soğanla servis yapın.

Afiyet olsun !

9 Ekim 2008 Perşembe

Çökertme

SNC10019

Bu yemeğin tek zahmetli tarafı patatesleri doğramak onun dışında çok basit. Ayrıca, etleri marineden çıkarırken soğan taneleri üzerinde kalmasın diye soğanı iri doğradım.


Malzemeler
  • 4 dilim bonfile
  • 4 büyük patates
  • 2 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 tatlı kaşığı pulbiber
  • 1 su bardağı yoğurt
  • 2-3 diş sarımsak, dövülmüş
  • 1/2 çay bardağı zeytinyağı
  • 1 su bardağı ayçiçek yağı (kızartmak için)

marine için;

  • 1 soğan
  • 1 su bardağı süt
  • 1 şişe maden suyu
  • 2 yemek kaşığı zeytinyağı
  • 1/2 tatlı kaşığı kimyon
  • 1 tatlı kaşığı kekik
  • 1/2 tatlı kaşığı karabiber
  • tuz

Yapılışı

Etleri şerit şeklinde doğrayın. Çukur bir kaba marine için tüm malzemeleri ilave edip karıştırın. Ben soğanı 4 parçaya kesip koydum, sadece sulanıp aroması ile lezzet versin diye. İçine etleri de katıp, kabın ağzını kapatıp buzdolabında 1 gece bekletin.

Yoğurdu, tuz, 1/2 çay bardağı zeytinyağı ve sarımsakla birlikte çırpın.

Marine edilmiş etleri süzün, ızgarada veya tavada pişirin.

Patatesleri soyup iri rendeleyin veya kürdan çöpü inceliğinde doğrayın ve tuzlu suda bekletin. Süzüp suyunu alın ve ayçiçeği yağında kızartın. Patatesleri önce kağıt havlu üzerine alıp beklettikten sonra servis tabağına aktarın.

Patateslerin ortasına yoğurdu dökün, peşine kenarlarına doğru da etleri yerleştirin. Tereyağı ile pulbiberi pişirip, etlerin ve yoğurdun üzerine gelecek şekilde yemeğin üzerine gezdirin.

Afiyet olsun !

Yenibaharlı Tavuklu Pilav

SNC10009

Kayınvalidemin sıklıkla yaptığı ve oğluşum da dahil olmak üzere bizim de çok sevdiğimiz bir yemektir bu. Değişik bir lezzete sahip. Yapılışı da çok basit.


Malzemeler
  • 2 bütün tavuk budu
  • 2 su bardağı pirinç
  • 1 tatlı kaşığı tereyağı
  • 1 tatlı kaşığı yenibahar
  • Karabiber, tuz
  • Tavuğu haşlamak için su

Yapılışı

Tavukları tencereye koyun, ben yine her zamanki gibi düdüklüde pişirdim. Üzerlerini 1 parmak geçecek kadar su koyun, yenibahar ekleyin, miktarını damak zevkinize göre ayarlayın, tuz ve karabiberi de koyun. Tüm bunları koyduktan sonra tavukları haşlayın. Ben düdüklüde yaptığım için aşağı yukarı, buhar çıktıktan sonra, ocağı kısıp bi 20 dakika kadar pişirdim.

Pişirme süresi sona erdikten sonra, tavukları tencereden çıkartıp kemiklerinden ayırıp, küçük parçalara ayırın. Tencerede kalan su ile pilavı pişirin. Bunun için pilas teneceresine tereyağını koyup eritin. Pirinci koyup karıştırarak biraz kavurun ve peşine haşlama suyunu, aşağı yukarı 2,5 su bardağı kadar, pirincin üzerini örtecek kadar ilave edin. Biraz daha tuz ekleyebilirsiniz. Pirinçlerin üzeri göz göz olmaya başlayınca ocağın altını iyice kısıp 15-20 dakika kadar pişirin.

Pilav piştikten sonra, pilava tavukları ekleyip karıştırın.

Afiyet olsun !

6 Ekim 2008 Pazartesi

Söz Verdiğim Gibi

İşte size söz verdiğim gibi tariflerin yapılışlarını da verdim...biraz uykuluyum, hatta bi gözüm açık bi gözüm kapalı yazıyorum, arada dalıp garip cümleler kuruyorum ama farkına varıp hemen silip devam ediyorum. Ama maalesef yukarıda resimleri bulunan diğer iki tarifin yapılışlarını hafta sonu yayınlıyacağım.

Sevgilerimle.....

Pudingli Brownie

Hem göze hem de mideye hitap edenlerden, ikisi bir arada...Özellikle çaya gelen misafirinize sunabileceğiniz nefis bir lezzet...

SNC10974

Malzemeler

Keki için;
  • 150 gr iri doğranmış ceviz
  • 2 paket 80 gr'lık bitter çikolata
  • 125 gr tereyağı
  • 2 çorba kaşığı neskafe
  • 1 su bardağı toz şeker
  • 1 paket vanilya
  • 4 adet yumurta
  • 2 su bardağı un
  • 1 çay kaşığı kabartma tozu
  • bir çimdik tuz

Kreması için;

  • 2 paket vanilyalı puding
  • 6 su bardağı süt

Üzeri için;

  • 2 paket 80 gr'lık bitter çikolata
  • 2 çorba kaşığı tereyağı
  • 1,5 çorba kaşığı krema

Yapılışı

Fırını 180 derecede ısıtın. Kek için ayrılan çikolataları tereyağı ile birlikte benmari usulü eritirin. Neskafeyi 1 çorba kaşığı suda eritip çikolatalı karışıma ekleyin.

Ilınınca toz şeker ve vanilayayı ilave edip karıştırın. Yumurtaları tek tek ekleyip karıştırmaya devam edin. Tuzunu, ununu ve kabartma tozunu ilave edin. Son olarak da doğranmış cevizleri ekleyin. Karışımı yağlı kağıt serilmiş 30x30 cm ebatlarında fırın tepsisine döküp pişirin. Pişirirken arada bir ortasına kürdan batırıp çıkartın, (hamura batırılan kürdan temiz çıkarsa kek pişmiş demektir).

Pişirme süresi sona erdiğinde bir kenarda soğumaya bırakın. Kreması için pudingi sütle pişirin. Puding soğuduğunda kekin üzerine dökün. Soğumaya bırakın.

En üstü içinde, çikolatayı, tereyağı ve su ile eritin veee pudingin üzerine dökün.

Afiyet olsun !

Analı Kızlı

Hep gözümde büyütürdüm ama hiç de zor değilmiş. Ilk sefer yapmama rağmen bulgur köftelerim dağılmadı. Sonuçta 15 dakikada hazırlanan bir yemek değil ama uğraşamaya değer...

SNC10011

Malzemeler

Bulgur köftesi için;
  • 500 gr ince bulgur
  • 100 gr irmik
  • 75 gr un
  • 1 yumurta
  • 250 gr yağsız kıyma
  • kimyon
  • 1 tatlı kaşığı biber salçası

İç malzemesi için;

  • 1 çay bardağı iri kıyılmış ceviz
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 1 çay kaşığı karabiber
  • 1 çay kaşığı kırmızıbiber
  • 1 tatlı kaşığı biber salçası
  • 1 soğan, yemeklik doğranmış
  • 300 gr kıyma
  • 3 çorba kaşığı tereyağı

Sosu için;

  • 100 ml ayçiçek yağı
  • 200 gr nohut, haşlanmış
  • 300 gr kuzu kuşbaşı
  • 100 gr domates salçası
  • 1/2 limonun suyu
  • 2 litre sıcak su
  • 1 soğan, yemeklik doğranmış
  • tuz, karabiber

Yapılışı

İnce bulgurun üzerini kaplayacak kadar kaynar su dökün. Ilındıktan sonra, yağsız kıyma, irmik, un, yumurta, kimyon ve biber salçası ekleyip yoğurun. İkiye ayırın ve kenarda bekletin.

Soğanı yemeklik doğrayın. Tereyağını tavada eritin, kıymayı erittiğiniz tereyağında kavurun, peşine önce soğanları ilave edip kavurun, daha sonra kırmızı biber, ceviz, tuz, karabiber ve kırmızıbiberi koyup kavurmaya devam edin.

Kenarda beklettiğiniz bulgur köfte hamurlarından bir tanesinden ceviz büyüklüğünde parçalar koparın, elinizi ıslatarak içini parmağınızla çukur yapın. Hazırlamış olduğunuz iç harçtan 1 tatlı kaşığı kadar alıp bu köftelerin içine koyup kapatın ve yuvarlayın.

Kalan diğer parçadan küçük küçük koparıp elinizle yuvarlayıp küçük köfteler yapın.

Sıvıyağını tencerede ısıtın, peşine kuşbaşı etleri atıp kavurun. Yemeklik doğranmış soğanı ilave edin. Salça, 2 litre sıcak su, tuz ve karabiberi ilave edip yaklaşık 20 dakika kadar pişirin. Ben her zamanki gibi düdüklüde pişirdiğim için etler çok çabuk pişti. Etler piştişten sonra nohutları ve köfteleri ilave edip 35 dakika kadar pişirin.

Sürenin sonunda servis yapmadan önce limon suyunu ilave edin.

Afiyet olsun !

4 Ekim 2008 Cumartesi

Fırında Kremalı Jambonlu Yumurta Suflesi

Tatil boyunca, kendi kendime dedim ki "kızım bütün eşyalarını tasnif et. Giymediğin eşyaları kaldır torbala...kışlıklarla yazlıkların yerini değiştir...mutfak dolaplarını tanzim et...kütüphanedeki kitapları düzenle".................
Sizce bunlardan hangi birini yaptım? Hiç-bi-ri-niii...maalesef hiçbirini...peki tatilde ne yaptın derseniz...inanın bilmiyorum ve şu anda tatilin bu son gününde kendi kendime çıldır vaziyetlerindeyim, düşündüğüm hiçbir şeyi gerçekleştiremedim çünkü...ama sanırım buna ihtiyacım vardı, yani hiçbirşey yapmamaya, evde öyle aylak aylak dolaşmaya, programsız bir şekilde gününü geçirmeye, sabahları 11'lerde kalkmaya (Allahtan oğluş kalkar kalkmaz kendine kahvaltı hazırlayabiliyo..).

Evimi özlemişim, evde olmayı, evimle olmayı özlemişim... Zaten koştur koştur bir tempo, sabahları saat 05:30 da kalkıp, saat 06:25 de arabayı atlayıp (eğer 5 dakika geç çıkarsam, bu bana 20-30 dakika işe daha geç giderek yol ve su olarak geri geliyor) saat 07:20 da ofise girip, akşam saat 16:50'ye kadar çalışıp, tekrar saat 17:00 de arabaya atlayıp, eğer şansım varsa sadece 1,5 saatte evime ulaşıp yoksa ne yazik ki 2,5 saat direksiyon sallayıp eve ancak öyle ulaşıp, direkt üst baş değişip mutfağa girip, yemeği hazırlayıp, ailece sofraya oturup ve saat 21:00 gibi ancak birazcık oturup, belki TV de birşeyler seyredip, ve tekrar yarın için birtakım hazırlıklar yapmaya başlayıp, sonunda saat 23:00-24:00 arası başımı daha yastığa koymadan havada uyuyup vs vs bir tempo içerisinde olup da evini özlememek mümkün mü, mümkün mü birazcık durmak, nereye koşuyorum ben, hayat geçip gidiyo ve ben bişeyleri atlıyorum, ama alışık değilim ki duramıyorum, alışmışım bir kere :)

Her ne kadar mantıken verimsiz bir hafta geçirmiş gibi olsamda manen çok iyi bir hafta geçirdim. Bir kere her sabah ailecek kahvaltı yaptık, bu tatilin en güzel yanlarında birisi de buydu diyebilirim, normalde bunu sadece haftada bir kere, Pazarları yapabiliyoruz.

Bu sabah, ki ben yarın çalışacağım için, ailecek yaptığımız son kahvaltımızdı, yumurtayı değişik bir şekilde pişirdim, sufle gibi birşey oldu...Güzel oldu ama bir dahaki sefere içine taze soğan yerine sivri biber koyacağım...


İşte size Fırında Kremalı Jambonlu Yumurta Suflesi...


SNC10962

Malzemeleri 1 kişilik verdim, adam sayısına göre artırılabilir.


Malzemeler

  • 1 yumurta
  • 1 dilim dana jambon, ince doğranmış
  • 1/2 tatlı kaşığı tereyağı, oda ısısında beklemiş
  • 1 tatlı kaşığı krema
  • 1 çorba kaşığı kaşar rendesi
  • 1/2 dal taze soğan, küçük doğranmış
  • tuz



Yapılışı

Fırını önceden 180 derecede ısıtın.

Fırına dayanıklı küçük bir kabı tereyağı ile yağlayın. Kabın tabanına ve kenarlarına kremadan sürün. Jambonu, soğanı ve kaşarı karıştırıp kaba koyun, üzerine yumurtayı kırıp kalan kremayı da döküp tuz serpin. Kabın üzerini alüminyum folyo ile kapatın.

Kabı, yine fırına dayanıklı derince ve daha büyük bir kabın içine yerleştirin, kabın yarısına su gelecek şekilde büyük kabın içine sıcak su doldurun ve fırına sürün. Yaklaşık 35 dakika kadar pişirin. Ben yumurtayı sulu sevmediğim için 40 dakikada pişirdim, siz dilerseniz süreyi daha kısa tutabilirsiniz.

Fırından çıkardıktan sonra, üzerine kırmızı pulbiber ve taze soğan sapları ile süsleyebilirsiniz.

Yazımın başlarında da bahsettiğim gibi soğan tadını yadırgarsanız, yerine biber veya soğan yerine hiçbir şey koymadan da pişirebilirsiniz.


Afiyet olsun !

3 Ekim 2008 Cuma

Mısırlı Pilav

Kanatların yanına yapmıştım, çok yakıştı...

SNC10952


Malzemeler
  • 1 su bardağı pirinç
  • 1,5 su baradğı sıcak su
  • 2 çorba kaşığı mısır
  • 1 çorba kaşığı sıvıyağı
  • tuz

Yapılışı

Pilav tenceresine önce sıvıyağını koyun ve ısıtın, pirinçleri ilave edin, 1-2 çevirip üzerlerine suyu, tuzu ve mısırları ilave edin. Tencere kaynayıp göz göz olunca ocağı iyice kısıp 15 dakika pişirin.

Afiyet olsun !

Fırında Patatesli Tavuk Kanadı

Yine son derece kolay ve lezzetli bir tarif. Zamanınız yoksa ve de lezzetli bişeyler yemek istiyorsanız fırın yemeklerinden daha iyisi yoktur.

SNC10942


Malzemeler
  • 700 gr tavuk kanadı
  • 12 adet taze patates
  • 1 çay bardağı sıvıyağı
  • 1 çorba kaşığı toz kırımızıbiber
  • tuz, karabiber ve pulbiber

Yapılışı

Fırını önceden 180 derecede ısıtın.

Tavuk kanatlarını yıkayıp süzülmeye bırakın.

Patatesleri soyup yıkayıp kurulayın ve iri parçalar halinde kesin. Bir kapta sıvıyağı ve tüm baharatları karıştırıp patatesleri bu karşıma atın ve karıştırın.

Fırın tepsisine yağlı kağıt serin. Patatesleri süzerek karışımdan çıkarın ve tepsiye dizin. Kalan sıvıyağını kanatlara döküp her taraflarını bulayın.

Tavukları da patateslerin yanına tepsiye dizin ve kızarana kadar yaklaşık 50-55 dakikak kadar pişirin.

Afiyet olsun !

Domatesli ve Fesleğenli Kiş

SNC10720

Malzemeler

Hamuru için;
  • 1+2/3 su bardağı un
  • 1 tutam tuz
  • 1,5 yemek kaşığı soğuk tereyağı
  • 1 yumurta
  • 3 tatlı kaşığı su

İçi için;

  • 1 yumurta
  • 4 yemek kaşığı süt
  • 1/2 çay bardağı krema
  • 1 tutam muskat
  • 1 tutam kırmızı biber
  • 2 domates
  • 1/2 su bardağı rendelenmiş beyazpeynir
  • 1/2 su bardağı rendelenmiş taze kaşar
  • 2 yemek kaşığı doğranmış taze fesleğen
  • tuz, karabiber

Yapılışı

Hamuru hazırlamak için çukur bir kabın içinde un, tuz ve minik parçalar halinde kesilmiş tereyağını eliniz ile karıştırın.

Ortasında bir yer açıp çırpılmış yumurta ile suyu koyup sert bir top haline gelene kadar yoğurun. Üzerini sterç film ile kapatıp buzdolabında yarım saat kadar bekletin.

Hamuru dolaptan çıkarın ve unlu bir yüzeyde oklava ile 24 cm çapında bir tart kalıbına sığacak şekilde açın. Bu hamuru önceden yağladığınız kalıba yerleştirin (ben oklava ile açmadan, genelde, hamuru kalıba yerleştirip elimle bastırarak yayıyorum kalıba).

Hamurun üzerine çatalla birkaç yerinden delik açın, üzerine alüminyum folyo koyup, pişerken ağırlık yapması için bir bardak kadar kurufaulye koyun. Önceden 200 derece ısınmış fırında 15 dakika kadar pişirin.

Hamuru fırından çıkarıp soğumaya bırakın ve fırının ısısını 175 dereceye düşürün. Sunay Babahan'a ait bu tarifte, hamuru piştikten sonra, size sert gelebilir ancak üst malzemesi ile birlikte pişince kıvamına erişiyor.

İçi için yumurta, süt ve kramayı karıştırıp tuz, karabiber, muskat ve kırmızı biberi ekleyin.

Diğer tarafta domateslerin kabuklarını soyup çekirdeklerini çıkartın küp küp doğrayın ve soğumuş hamurun üzerine yayın.

Sonra rendelenmiş peynirlerle fesleğenleri ekleyin.

Son olarak yumurtalı karışımı bunların üzerine döküp fırına sürün. Yaklaşık 30-35 dakika kadar üzeri kızarana kadar pişirin.

Afiyet olsun !

Fırında Çipura

Balık mevsimin en verimli günleri, bu günleri atlamayalım. Hem pratik hem lezziz hem de faydalı. Benim en sevdiğim pişirme yöntemiyle işte size fırında balık...

SNC10936

Malzemeler
  • 3 adet Çipura
  • Zeytinyağı
  • Soğan
  • Tuz

Yapılışı

Çok basit, fırını önceden 200 derecede ısıtın. Yıkanmış süzülmüş balıkları yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine yerleştirin. Her iki tarafına ve içine fırça ile zeytinyağını sürüp tuzlayın. Üzerlerine halka halka kesilmiş soğanları yerleştirin ve fırının en üst rafında 20-25 dakika kadar pişirin.

not: balıkları ters yüz etmeden pişirebilirsiniz, her iki tarafı da pişiyor.

Afiyet olsun !

30 Eylül 2008 Salı

Nice Bayramlara

inspireco_bonbon

21 Eylül 2008 Pazar

Zeytinyağlı Barbunya

Bu tarifi Şipşak tarifler için yayınlıyorum, özellikle de çalışan için çok çabuk hazırlanan ve pişen bir yemek...

SNC10474

Malzemeler
  • 1 torba dondurulmuş barbunya fasulyesi
  • 4-5 diş sarımsak
  • 4 çorba kaşığı zeytinyağı
  • 3 çorba kaşığı domates rendesi
  • 2,5 çorba kaşığı toz şeker
  • 1 adet büyük soğan, ince ince yemeklik doğranmış
  • tuz
  • 1,5 su bardağı sıcak su

Yapılışı

Düdüklüye, buzluktan çıkardığınız fasulyeleri koyun. Üzerine şekeri, zeytinyağını, domates rendesini, soğanı, sarımsakları, tuzu ve suyu ilave edip düdüklünün kapağını kapatın.

Düdüklü buhar çıkarmaya başlayınca altını kısıp 8 dakika kadar pişirin. Piştikten sonra bir süre içinde bekletip demlendirin.

İyice soğuduktan sonra, fasulyeyi düdüklüden çıkartıp cam bir kaba aktarın ve servis ederken üzerine doğranmış maydanoz serpin.

Afiyet olsun !

Güllaç

Ramazan'ın gülü...genelde annem yapar biz yeriz...çok da nefis olur. İşte size annemin yaptığı şekliyle Güllaç tarifi...



SNC10927





Malzemeler


  • 8 yaprak Güllaç
  • 1,5 kg süt
  • 1,5 su bardağı şeker
  • 1,5 su bardağı çekilmiş ceviz içi


Yapılışı
Tencereye sütü dökün, içine şekeri katıp ocağa alın ve şekeri eritene kadar, sütü kaynatmadan ısıtın.
Geniş bir borcama Güllaç'ın 1. yaprağını kırıp döşeyin ve üzerine kaşıkla sütü yedirerek dökün. İlk 4 yaprağı bu şekilde tepsiye kırıp kırıp döşeyin ve aralarına sütü yedirerek dökün. Dördüncü yapraktan sonra üzerine cevizleri serpin, ancak en üstüne süslemek için de kenara ceviz ayırın. Daha sonra diğer kalan Güllaç'ları, aynı şekilde dizin.
En üstüne, kalan cevizleri serpin.
Önemli olan sütü Güllaç'a güzelce yedirmek ve eşit miktarda dökmek. Eğer sütü az olursa Güllaç kupkuru olur, ben biraz sulu kıvamlı olmasını seviyorum.
Hazırlık bittikten sonra soğutup buzdolabına koyun ve dilediğiniz zaman serviz yapın.


Afiyet olsun !

Bambulu Tavuk

Dışarıda tatlı tatlı bir yağmur yağıyor, tam beklediğimiz gibi, tam toprağın beklediği gibi, gerçi soğuyu çok ani hissettik, sanki biraz hazırlıksız gibiydik ama beklediğimiz birşeydi... Sonbahar sonunda geldi...sonunda bir yaz daha bitti işte...ben ise hala kestanenin kokusunu özlüyorum...Yazı kıştan özlüyorum, kışı da yazdan...bir özlemdir gidiyor...Dün akşam tam da özlediğim gibi televizyonun karşısında, üstümde battaniyem koltuğa büzülmüş oturuyordum. Yanımda da bir bardak yarılanmış çay ve boş bir tabak, tabağın dibinde de güllaçtan kalan süt.
Ramazan'ın gülü...güllaç...yakında bunun da tarifini vereceğim.

Bir yandan bu satırları yazıyorum bir yandan da akşama ne yapsam diye düşünüyorum, kafamda başka hiçbirşey yok, yarın çok yoğun bir haftaya dalacağım ama evdeyken aklımda sadece evim var. Geçen hafta yaptıklarımı, hafta arası fırsat bulamadığım için yayınlayamamıştım, ne yapacağımı düşüne dururken teker teker ekliyorum....

SNC10906


Malzemeler

  • 500 gr tavuk göğsü, kuşbaşı doğranmış
  • 1 su bardağı bambu dalı konservesi
  • 1 yumurta
  • 1/2 su bardağı mısır nişatası
  • 1 su bardağı ayçiçek yağı
  • 3 adet taze soğan, doğranmış
  • 2 adet çarliston biber, halka halka doğranmış
  • 2 diş sarımsak, küçük küçük kesilmiş
  • 2 talı kaşığı soya sosu
  • 3 yemek kaşığı tatlı ekşi sos
  • 1 tatlı kaşığı susamyağı
  • tuz

Yapılışı

Bir kabın içinde tuz, soya sosu ve yumurtayı çırpın. Tavukları bu karışıma bulayıp sonra mısır nişastasına bulayın.

Ayçiçek yağını wokta ısıtıp, tavukları 5-6 dakika kızartıp, tavukları havlu kağıt üzerine alın. Woktakı yağı süzüp içinden 2 yemek kaşığı kadarını alıp tekrar woka koyup bambuları, biberleri, soğanı ve sarımsakları koyup pişirin. Sonra tavukları woka tekrar alıp pişirin. Bambular diriliğni kaybedene kadar pişme işlemine devam edin. Son olarak tatlı ekşi sos ile susam yağını ilave edip karıştırıp kısa bir süre daha ocakta tuttuktan sonra servis tabağına alıp servis yapın. Sunay Babahan'a ait bu tarifte tavuklar şaşırtıcı derecede yumuşacık oluyor.

Afiyet olsun !

Otlu Pilav

SNC10918

Malzemeler
  • 1 su bardağı yasemin pirinci
  • 1,5 su bardağı sıcak su
  • 1 çorba kaşığı zeytinyağı
  • 1 çorba kaşığı doğranmış maydanoz
  • 1 çorba kaşığı kurutulmuş dereotu
  • 1 çorba kaşığı doğranmış taze kekik
  • 1 dal doğranmış taze soğan
  • tuz

Yapılışı

Pirinci yıkayıp süzün. Zeytinyağını ısıtıp pirinci koyup biraz kavurun, peşine tüm yeşillikleri ve tuzu ekleyip kavurmaya devam edin. Üzerine suyu ekleyip kaynayıp göz göz olunca tencerenin altını iyice kısıp 15 dakika pişmeye bırakın.

Pişme süresinin sonunda altını kapatıp bir 10-15 dakika daha demlemeye bıralın.

Afiyet olsun !

Waffle

Çocuklara kahvaltıda sürpriz yapmak isterseniz, Waffle'dan iyisi olamaz...

SNC10825

Malzemeler
  • 1 su bardağı un
  • 1 yemek kaşığı şeker
  • 2 tatlı kaşığı kabartma tozu
  • bir tutam tuz
  • 425 gr süt
  • 3 yumurta (sarısı ve beyazı ayrılmış)
  • 6 yemek kaşığı ertitilmiş tereyağı
  • 1 paket vanilya

Yapılışı

Derin bir kapta şeker, un, kabartma tozu ve tuzu karıştırın. Bir başka kapta yumurtanın sarılarını, süt, vanilya ve erimiş tereyağını karıştırın. Üçüncü bir kapta yumurta beyazlarını, kar gibi olana kadar çırpın.

Sonra unlu karışım ile sütlü karışımı birleştirip karıştırın. Yumurta aklarını da bu karışıma katıp spatula ile karıştırın.

Tost makinenize Waffle aparatlarını takıp, makinenizi ısıtın.

Makinenizin üzerine bu karışımdan alıp dökün, ancak ısındıkça genleştiğin için karışım makinenizden taşıp dökülebilir, deneyerek uygun miktarı bulup makinenize öyle dökmenizi tavsiye ederim. Döktükten sonra kapağını kapatıp bir süre bekleyin, pişme süresini de 1-2 denemeden sonra ayarlamanızı öneririm, aksi halde yanabilir.

Karışım bitene kadar bu işleme devam edin, yanında dilediğiniz reçelle veya krem çikolata ile servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun !

Krem Peynirli Cheesecake

SNC10865

Çay yalnız başına gitmez mutlaka yanına eşlik edecek bir tat olmalı...bu hafta bizde chessecake vardı...

My creation


Malzemeler

Tabanı için;
  • 1 paket eti burçak
  • 3 yemek kaşığı toz şeker
  • 1/2 tatlı kaşığı tarçın
  • 1,5 yemek kaşığı, oda ısısında tereyağı

İçi için;

  • 3 paket krem peynir (her biri 200 gr)
  • 1,5 yemek kaşığı un
  • yarım su bardağında 1 parmak fazla toz şeker
  • yarım su bardağından 1 parmak fazla krema
  • 1 paket vanilya
  • 2 yumurta (oda sıcaklığında)

Yapılışı

Fırını 20 dereceye ısıtın. Yuvarlak bir kalıbı, aşağı yukarı 26-27 cm çapında, yağlayın.

Robotta, biküvileri, tarçın, şeker ve tereyağını karıştırın.

Yağladığınız kalıbın içine bastırarak iyice yayın.

Fırına koyun ve 15 dakika, kahve rengi alıncaya kadar pişirin. Fırından çıkarıp soğumaya bırakın.

İç malzemelerinden, krem peynirleri ve unu iyice çırparak karıştırın. Peşine şeker, krema ve vanilyayı da ilave edip çırpmaya devam edin.

En son yumurtaları birer birer katıp karıştırın.

Sonra bu karışımı soğuyan tabanın üzerine dökün, fırının ısısını 150 dereceye düşürüp 70 dk kadar, üzeri kahve rengi olana dek pişirin.

Fırından çıkarıp soğutun ve üzerini streç film ile kapatıp 1 gün buzdolabında bekletip öyle servis yapın.

Üzerine, dilerseniz çeşitli soslar dökebilirsiniz.

Afiyet olsun !

Naim Efendi Kebabı

Havaların soğuması ile birlikte et yemeklerine ağırlık vermeye başladım, özellikle sulu ve fırında pişenlere ayrı bir istek duyuyorum...İşte bunlardan biri

SNC10837

Malzemeler
  • 300 gr iri parçlara keşilmiş bonfile
  • 2 domates
  • 2 soğan
  • 3 adet sivri biber
  • 8 adet mantar
  • 4 çorba kaşığı tereyağı
  • 2 çay kaşığı kekik
  • 1 tatlı kaşığı un
  • tuz

Malzemeler

Domateslerin kabuğunu soyup, küp küp doğrayın. Soğanı piyazlık, mantarları ve biberleri küçük küçük doğrayın. Fırın poşetine 1 tatlı kaşığı unu dökün ve torbayı, unun torbaya iyice bulaşması için sallayın.

Torbanın içine bütün malzemeleri koyun, ağzını kapatıp fırın tepsisine yerleştirin. İçindeki havanın çıkabilmesi için torbaya, toplu iğne ile 5-6 adet delik açın.

Önceden ısıtılmış 180 dereceli fırında 2 saat pişirin.

Afiyet olsun !

Domatesli Şehriye Pilavı

Her türlü et yemeğinin yanına, tas kebaplarının, inciklerin veya tandırlara çok yakışır...tereyağı ile de yapılabilir, belki daha başka türlü yapılış şekilleri de olabilir ama benim yaptığım şekliyle de gayet lezzetli oluyor...

SNC10809


Malzemeler
  • 1 su bardağı arpa şehriyesi
  • 2 domates
  • 2 çorba kaşığı zeytinyağı
  • 1,5 su bardağı sıcak su
  • tuz

Yapılışı

Domatesleri rendeleyin, zeytinyağını ısıtıp domatesleri içine ilave edin. Şehriyeleri içine ekleyip biraz karıştırın ve üzerine sıcak suyu ve tuzu ilave edin. Kaynamaya başlayınca, aynı pilav pişirir gibi, altını iyice kısıp, yavaş yavaş pişmeye bırakın. Yaklaşık bi 15 dk kadar piştikten sonra altını kapatabilirsiniz.

Afiyet olsun !

7 Eylül 2008 Pazar

Worcestershire Soslu Tavuk

N'olacak benim bu durumum...her akşam dondurma yemeden duramıyorum. Dünyanın en güzel ve hafif tatlısı...ye ye doyamıyorsun...bi oturuşta rahatlıkla yarım kiloyu yiyebiliyorum hem de gık demeden. Bu satırları yazmadan evvel yine bir tabak...anladınız siz onu :)
Dondurmayı çok seviyorum ama dondurma taklidi yapanları değil, hani bir çubuğun ucunda renkli renkli oluyorlar ya, işte onları asla yemiyorum, ne kutu dondurmaları seviyorum, ne de Magnumları , bana çok yağlı ve ağır geliyorlar, bunların dışında kalanların çoğuna bayılıyorum. Siz beni hamileyken görecektiniz, aslında hiç aşermedim, her ne kadar gecenin bir yarısı keşke canım birşeyler çekse de kocamı sokaklara düşürsem dedim ama olmadı, ne kötüyüm di mi, ama genelde hamileler öyle olmaz mı? Oysa benim son derece normal ve uysal bir hamileliğim oldu. Sadece bol bol dondurma yedim, hatta o kadar ki annemin teyzesi "kızım bebeğin başı donacak yeme artık" derdi :) Sonunda oğluşum da benim gibi dondurma sever bir kişilik oldu, ama maalesef o daha çok Magnuma takılıyor. Olsun, sonuç olarak dondurma faydalı bir besin, kalsiyum ve fosfor yönünden oldukça zengin, hatta 100 gram dondurmadaki kalsiyum ve fosfor miktarının, yapılışındaki yoğunlaşmadan dolayı süttekine göre daha fazla olduğu söyleniyor. Ancak günde 100 gramdan da fazla yememek lazım yoksa kilo yapabiliyor.

Bu kadar sevip de evde yapmayı denememiş olmak inanılmaz değil mi? Bakalım, belki bir gün...

Şimdilik yaptığım yemeklerle yetineceğiz :)

Bu yemekleri Ramazan öncesi yapmıştım, yoğunluktan vakit bulamadığım için bir türlü yayınlayamamıştım. Yemeğe misafiriniz gelecekse işte size birbiriyle son derece uyumlu 2 tarif: Worcestershire soslu tavuk ile Patates graten...

SNC10803


Malzemeler
  • 6 büyük but
  • 1/2 su bardağı mayonez
  • 3 çorba kaşığı taneli hardal
  • 3 tatlı kaşığı Worcestershire sos
  • 1 su bardağı galeta unu
  • 3 adet taze soğan, ince doğranmış


Yapılışı

Fırını önceden 180 derecede ısıtın. Worcestershire sos, mayanoz ve hardalı iyice karıştırın. Ayrı bir kasede galeta unu ile taze soğanları karıştırın.

Tavuk butlarını önce sosa, daha sonra da galeta ununa bulayın.

Butları fırın kabına koyup 1 saat kadar pişirin.


Afiyet olsun !

Patates Graten

SNC10795

Malzemeler
  • 5 adet patates
  • 1 kutu krema
  • 3-4 diş sarımsak
  • 1/2 su baradğı süt
  • tuz

Yapılışı

Patatesleri halka halka doğrayın. Fırın tepsisine dizin, doğranmış sarımsakları patateslerin üzerine koyun, üzerine bir kutu krema ile sütü gezdirin, krema ile sütü, ayrı bir kapta karıştırıp patateslerin üzerine iyice yaymak lazım. Son olarak tuzu serpin.

Önceden ısıtılmış fırında 35 dk kadar pişirin.

Ben tavuklar ile patatesleri aynı anda pişirdim, bunun için fırınımı turbo ayarına getirdim. Ancak patatesleri, tavukları fırına koyduktan bi 25 dakika sonra koydum.

Afiyet olsun !



3 Eylül 2008 Çarşamba

Ezo Gelin Çorbası

Bu çorbayı günlüğüme neden eklememişim çok şaşırdım, halbuki o kadar sık yaparım ki. Yayınladım sanıyordum, kategorilerime bi baktım yok. İftar mönülerinin vazgeçilmezi olan çorbalarından bahsederken bunu atlamak olmaz, üstelik de çorbaların en hası olan Ezo Gelin'i... hemen arşivime ekliyorum. Yapımı çok basit ve hepinizin de bildiğine eminim. Özellikle bu çorbayı çok doyurucu buluyorum, bir aralar akşamları sadece ezo gelin çorba içip kendimce diyet yaptığımı sanıyordum, oysa ki vücuduna ihtiyacı olandan az besin verirsen vücut aldığı gıdaları depolayıp metabolizmayı yavaşlatıyor böylece kilo veremiyormuşuz. En doğrusu günde 6 öğün beslenip metabolizmanın hızını düşürmemekmiş. Ramazandan önce diyet uygulamıştım, bu diyeti gittiğim bir diyetisyen vermişti, geçen sene gitmiştim kendisine, verdiği diyeti tekrar uyguladım ve 3 haftada 2 kilo verdim. Aslında 1 kilo daha vermem lazım ama ne zaman?...aslında bu 1 kiloyu da verirsem ruhen rahatlıyacağım. Neden ruhum rahatsız oluyorsa artık...garibim çok geri planda kaldığını düşünüyor herhalde, üstünde katman katman kilolar olunca tabii zor oluyor. Annem bazen çok zayıfladığımda, yani çoook önceleri oluyordu bu, "kızım çok zayıfladın ruh gibi kaldın" derdi. Yani bu da fazla tabii ki, ruhum vücüdumun içinde kalsın çok da ön plana çıkmasın ama...Aaah ah bir bilseniz, önceleri yani çoook önceleri yer yer şişmanlamazdım, şimdi yemez yemez şişmanlıyorum :) Çocuk doğurduktan sonra mı oldu yoksa yaştan dolayı mı, doğrusu çok ayırt edemiyorum ama birşeyler değişti bünyemde.
Bu sıralar, bu konulara fazla takıldığım için, 2 kitap birden okuyorum, Mehmet Öz'un "Siz Diyettesiniz" kitabı ile "Fransız kadınları neden kilo almaz"...her ikisinin de çok başındayım ama okudukça öğrendiğim birşey var ki bunu paylaşmak istiyorum. Sofradan mutlaka karnımızı tıka basa doyurmadan kalkmak lazımmış. Hani yemek yerken bir doyum noktası vardır ya, ki ben bunu aslında hep hissediyorum, ama buna rağmen ve de genelde bu sınırı hep geçip doyum ötesi noktaya doğru yol alıyorum ve tabii sonuç kilo ötesi oluyor ne yazık ki :) Bi kere vücudumuzdan gelen bu sinyale mutlaka kulak vermeliyiz, irademize sahip olmamız lazim. (Zaten orucu niye tutuyoruz ki, bence en önemli kısmı bu, vücüdumuza, nefsimize eğitim vermek için.) Bunun dışında öyle onu yeme bunu yeme tarzı bir hayat sürdürmeyin, herşeyden tadın ama abartmayın deniliyor. Okudukça gerçekten yanlış bilgilerle donatıldığımızı düşünüyorum. Kitaplarda ilerledikçe öğrendiklerimi sizinle paylaşacağım...

Şimdilik Ezo Gelin çorbası ile sizleri başbaşa bırakıyorum...

SNC10773

Malzemeler

  • 1 su bardağının 3/4 kadarı kırmızı mercimek
  • 1 su bardağının 1/4 kadarı pirinç
  • 1 çorba kaşığı biber salçası
  • 1 tatlı kaşığı nane
  • 1 tatlı kaşığı zeytinyağı
  • 7 su bardağı su
  • tuz, karabiber

Yapılışı

Mercimek ve pirinci yıkayıp düdüklü tencereye koyun, üzerine bütün geri kalan malzemeleri ekleyin.

Tencere buhar çıkarmaya başladıktan sonra 10 dakika kadar pişirin.

Afiyet olsun !

2 Eylül 2008 Salı

Zencefilli Somon

Bugünü de atlattık, dünden bahsettiğim gibi düğün çorbası ile börek yaptım, patatesli demiştim ama kıymalı yaptım. Yine mönüm uyumsuz oldu, çorba da börek de etli oldu.
Böyle bir takıntım var işte, mönümü oluştururken dengeli ve uyumlu olmalı...bu yüzden hafta sonları, hafta içi için yemek planı yaparken bayağı bir düşünüyorum. Gören de 5 yıldızlı bir otelin aşcıbaşısı sanır beni...Neden bu kadar titizleniyorum, çünkü ev halkı için en iyisi olsun istiyorum, bu sadece bana mı özgü? Hayır, kadınların çoğuna ya da benim gibi yemek yapmayı seven, mutfakta zaman geçirmekten ve de birşeyler yaratmaktan keyif alan herkes için bu geçerlidir. Hele bir de anne olunca...
Aslında bu değişimi eve gelince geçiriyorum, hani superman gibi, eve girince, hooop hemen üst baş değişiyor ve ofiste ciddi takılan, gözlüklü (bilgisayarda çalışırken takıyorum genelde) kadından eser kalmıyor. Mutfaga giriliyor ve akşam için daha önce planlanmış, ön hazırlıkları yapılmış yemekler hazırlanıyor. Bir de "ellerine sağlık çok güzel olmuş" sözlerini duyunca sanki 3 maaş prim almış kadar seviniyorum :) Sadece bu değerli 5 kelimeyi duymak için uykusuz kaldığım nice geceleri düşünüyorum da...bunu seviyorum ben ya...

Her ne kadar dünkü ve bugünkü mönü içime sinmemiş de olsa...hani zaten ne olsa yiyecek durumdayız :) Aslında benim en sevdiğim kısım kahvaltılıklar...ve de hurma.
Yarın için ne yapacağımı henüz düşünmedim ama mutlaka bir çorba olacak, belki bir yayla çorbası...naneli...hmmm nefis, mideye de iyi gelir, peki peşine?? Biraz düşünmem lazım, belki komşulara bakarım, neler pişirmişler bakalım...

Yarını düşüne durayım, size önceden yapmış olduğum tarifi yayınlamak istiyorum. Hani geçende bahsetmiştim, Ikea'dan aldığım somonu pişireceğim diye...Geçen hafta pişirdim ve işte aşağıda tarifini bulabilirsiniz. Bu arada somon balığı yağlı ve içinde omega 3 yağ asidi bulunan bir gıdadır.

Omega 3'un faydalarını birçoğunuz biliyorsunuzdur, ne yalan söyliyeyim, bu kadar faydalı olduğunu ben de bilmiyordum, hazır yeri gelmişken size faydalarını aktarayım derken bulduğum bilgiler inanılmaz, işte geliyor:
  • Trigliseritler ve kolesterol düşer, böylece ateroskleroz ve buna bağlı kalp hastalıkları, kalp krizi ve akut inme riski azalır.
  • Bağışıklık sistemi güçlenir
  • Kansere karşı koruma sağlanır
  • Beyin, retina, sperm, cilt hücreleri güçlenir
  • İnsülin kullanımını artar (diyabet için faydalı)
  • Kanı inceltir ve akışını kolaylaştırır, kanın pıhtılaşmasını önler
  • Yangı önleyici etkisiyle romatizmal hastalıklara karşı koruma sağlar
  • Anne karnındaki bebeğin sağlıklı gelişimine yardımcı olur
  • Depresyon tedavisini destekler
  • Bunama ve Alzheimer hastalığı riskinin azaltmasına yardımcı olur
  • Ruh hali, konsantrasyon, bellek, dikkat ve davranış bozukluklarına karşı yardımcı olur
  • Saldırganlık azaltmaya ve sakinleştirmeye yardımcı olur
  • Yaşa bağlı olarak gelişen sarı nokta hasarları riskini önler
  • Kemiklerde kalsiyum toplanmasına destek olarak güçlenmelerini sağlar
  • Kalp damar hastalığı riski olanların ya da bu hastalığa yakalanmış olanların kalp sağlığını korumaya yardımcı olur
  • Damar sertliği oluşumunun yavaşlatır
  • Trigliseritlerin kan düzeyini düşürür
  • Kalp hastalıklarında "kötü kolesterol"ün (LDL) düşürüp, "iyi kolesterol"ün (HDL) artırır
  • Kalp krizi sonrası felç, ikinci bir kalp krizi ya da ölüm riskinin azaltır.

SNC10716

Malzemeler

  • 2 kutu, ya da 4 dilim somon balığı
  • 1 tatlı kaşığı toz zencefil
  • 2 diş sarımsak
  • 1,5 yemek kaşığı tereyağı
  • 1,5 yemek kaşığı limon suyu
  • tuz ve karabiber

Yapılışı

Tereyağını ısıtın, üzerine zencefil, dövülmüş sarımsak, limon suyu, tuz ve karabiberi ekleyip 5 dk kadar pişirin. Bahsetmeden edemeyeceğim, ama sosdan yayılan sarımsak kokusu gerçekten çok baştan çıkarıcıydı.

Fırını önceden 200 derecede ısıtın, tepsiye yağlı kağıt serin, üzerine balıkları yerleştirin. Zencefilli sosu balıkların üzerine dökün ve tepsiyi fırına sürüp 20-25 dakika pişirin.

not: benim balıklar donmuş olduğu için, balıkları çözülmesini beklemeden pişirdim.

Basit ama bir o kadar da lezzetli, yanina da taze soğanlı, maydanozlu pilav...

Afiyet olsun !

1 Eylül 2008 Pazartesi

Hünkar Beğendi

Bu akşam Ramazan'ın ilk günü, ama sadece ilk olan bu değil aynı zamanda oğluşumun da ilk oruç tuttuğu gün. Dün akşam "yarın oruç tutacağım" dediğinde pek ciddiye almamıştım doğrusu, ama dediğini yaptı ve açıkcası bu kararlılığından çok etkilendim. Böyle bir deneyimi ilk defa yaşıyor olması ve sabır göstermesi beni o kadar duygulandırdı ki...iftara 1 saat kala mutfak masasının köşesine ilişmiş, elini şakağına dayamış melül melül iftar vaktini bekledi. Mutfaktan çorbanın kokusu yükseldikçe açlığını iyice hissetmeye başladı garibim...derken sofraya oturuldu, ezan okundu ve çatala alınan ilk lokma...bi baktım bizimkinin yüzünde güller açmış :)

Yarın oruç tutar mı bilmem ama bugünü hiç unutmayacağım.

Ramazanın bu ilk gününde mönümüzde ezo gelin çorba ve sulu köfte vardı. Aslında çok istediğim gibi hazırlanamadım, hem çorba hem de sulu köfte birlikte iyi giden bir ikili değil çünkü ikisi de sulu...iyi planlayamadım ama yarın için düğün çorbası ile börek yapacağım, muhtemelen patatesli yaparım böreği. Sonraki günler için henüz bir planım yok, aslında bizimkilerden de biraz istek parçaları gelse iyi olacak, bu konuda hiiiç yardımcı olmuyorlar. Sadece kek ve tatlı türlerinde isteklerini belirtirler o kadar, ama yemekle ilgili bir numara yok. Hal böyle olunca, neyseki mutfağa girmeyi ve birşeyler pişirmeyi seven ben, alırım bir elime kitabı veya dergiyi, diğer elime de kalemi haftalık mönümü planlarım. Pazar günü yine aynı manzara, oturdum masaya, aldım önüme bir iki dergi ve kitabı, başladım sayfaları çevirmeye, çorbalar, pilavlar, etli yemekler, zeytinyağlılar...ve sadece çıka çıka 2 günlük mönü çıktı, onda da kendi arşivimde bulunanlardan yararlandım çoğunlukla. Bugünkü soframda yer alan sulu köfte tarifimi daha önce yayınlamıştım, o nedenle bugün burada size geçen hafta içinde yapmış olduğum Hünkar Beğendiyi yayınlayacağım.

Bu vesileyle herkese hayırlı ve huzurlu ramazanlar dilerim.

SNC10704


Malzemeler

  • 450 gr kuzu kuşbaşı
  • 1 yemek kaşığı margarin
  • 1 adet domates, rendelenmiş
  • 1 çorba kaşığı domates sosu (tat'ın domates rendesini kullandım)
  • 1 adet soğan
  • 1 bardak su
  • 1 büyük bostan patlıcanı (400-500 gr)
  • yarım fincan un
  • 1,5 yemek kaşığı margarin
  • 2 kahve fincanı süt
  • 1/2 kahve fincanı rendelenmiş kaşarpeyniri


Yapılışı

Tencereye margarini koyup ısıtın ve etleri içine atıp kavurun. Pişen etleri tencereden alıp, tencereye bu sefer yemeklik doğranmış soğanları koyup kavurun. Ardından domates rendesini ve sosunu ekleyin. 1-2 taşım pişirdikten sonra peşine etleri ve suyu ilave edip (buharı çıktıktan sonraki süre) 25 dk kadar pişirin. Ben düdüklü tencerede pişirdim, normal bir tencerede bu süre daha uzun olabilir.

Etler bir tarafta pişe dursun. Patlıcanı, daha önceki dövmeç tarifimde yaptığım gibi közledim. Başka bir tencereye 1,5 yemek kaşığı margarini koyup eritin, buna unu ekleyin. Ocağın ısısını çok açmadan unu biraz kavurun. Sonra tencereyi ocaktan alın. Közlenmiş, kabukları soyulup içi çıkarılmış patlıcanı unlu karışıma ekleyip iyice karıştırın. Eğer patlıcanları içini çıkardıktan sonra bekletecekseniz üzerine biraz limon sıkın yoksa kararır. Karışımı orta hararetteki ocağın üstüne alın, patlıcan ve unu iyice karıştırın, içine tuzunu ekleyin, peşine sütü ağır ağır ilave edin. Koyu bir kıvama gelince kaşarı ekleyin ve karıştırın.

Geriye hazırladıklarınızı bir araya getirmesi kaldı. Servis tabağına önce patlıcanlı karışımı, üzerine de eti koyun.

İşte karşınızda Hünkar Beğendi...

Afiyet olsun !

30 Ağustos 2008 Cumartesi

Etli Biber Dolması

Yine sıcak bir gün.., ama şunun şurasında bu günleri özlememize ne kaldı ki...yakında sonbahara girmiş olacağız...okullar açılmak üzere, ufak ufak telaş başladı, yarın oğlumun okuluna gidip kitap ve kırtasiye alışverişi yapacağız, ha bi de forma tabii...her sene boy attığı için bu sene geçen sene aldığımız pantalonunu giyemiyecek, zaten geçen sene okulların kapanmasına yakın pantalonu tam Michael Jackson stili olmuştu, bilirsiniz kısa paçalı ve alttan çorabı görünen stil :)

Aslında sonbaharın yaklaşıyor olması, peşine kışın gelmesi bana garip bir mutluluk veriyor. Ne bileyim aklıma kestanenin kokusu bozanın tadı falan geliyor, evde bunları ailece oturup belki televizyonun karşısında birlikte yediğimizi düşlüyorum ve bu benim içime huzur veriyor, biliyorum ki yağmur çamur ve ilerlemeyen trafikle boğuştuğum anlarda ah ah deyip okulların tatil olduğu ve trafiğin bir nebze daha ferah olduğu bu sıcak ve terleten günleri çok arayacağım, ama işte insanoğlu bir türlü yetinmez ki hep değişiklik hep yenilik...(şu anda bu cümleyi aşağıdaki dolma resmiyle nasıl bağlayıp geçiş yapacağımı düşünüyorsunuz di mi, valla ben de nasıl yapacağımı düşünüyorum)
Eğer bu hisler olmazsaydı yaratıcılık da olmazdı, belki bu yemek tarifleri de olmazdı, her biri farklı her biri farklı bir macera (çok banal oldu biliyorum, çok alışıldık bir geçiş şekli ama olsun idare edin artık)
Ve...ve daha fazla cümlelerin içinde boğulmadan kısaca dolma tarifime geçiş yapmak istiyorum artık arkadaşlar :)

SNC10744

Etli biber dolması, oğlumun en sevdiği yemekler arasındadır. Benim için de hazırlanması en kolaylardan bir tanesi. Herşeyi çiğden hazırla, dolmalara doldur ve pişir...işte bu kadar basit. Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden olan bu yemeğin benim tariflerimin arasında da yer almasını istedim, eminim hepiniz biliyorsunuzdur, ben sadece hatırlatayım dedim...

Benim tarifimde kaburga da var, tencerenin dibine koyup dolmaları birlikte pişiriyorum, çok daha lezzetli oluyor. En güzeli de sonunda dibinde kalan kaburgaları kemirmek oluyor :)


Malzemeler
  • 350 gr kıyma
  • 15 adet küçük biber
  • 2 soğan
  • 1/2 demet maydanoz
  • 1/2 demet dereotu
  • 2 domates
  • 1/2 su bardağı pirinç
  • 2 diş sarımsak
  • 3 çorba kaşığı sıvı yağı
  • 1 çay kaşığı kuru nane
  • tuz, karabiber
  • 3-4 parça kaburga kemiği

Yapılışı

Biberlerin saplarını kesip, içini temizleyip yıkayın. Bir kabın içine kıymayı, doğranmış soğanı, sarımsakları, maydanozu, dereotunu, naneyi, kabukları soyulmuş ve küçük küçük doğranmış 1 adet domatesi, 1 çorba kaşığı sıvıyağını, tuzu ve karabiberi koyup yoğurun.

Son olarak yıkanmış pirinçleri kıymalı karışıma ekleyin. Hazırladığınız bu harcı dolmaların içine çok fazla tıkıştırmadan doldurun. Tencerenin dibine kaburga kemiklerin yerleştirin bve üzerine dolmaları dizin. Dizdikten sonra üzerine kalan 2 çorba sıvıyağını gezdirin ve diğer domatesi de doğrayıp üzerlerine serpiştirin. Tencerenin kenarından 1/2 su bardağı suyu koyun. Kaynadıktan sonra tencerenin altını kısıp yavaş yavaş pişirin.

Ben biberlerinin pişip pişmediğini dolamalara çatal batırarak kontrol ederim, henüz pişmediyse çatalı rahat batıramazsınız.

Afiyet olsun !

24 Ağustos 2008 Pazar

Bruschetta di Pomodori

SNC10607

Yine yemek fabrikası gibi çalıştım bugün. Malum çalışınca hafta arasına pek iş kalmasın diye Pazar günleri harıl harıl yemek yapıyorum. Yoksa hafta arası yorgun argın eve geldikten sonra yemek hazırlamak tam bir zülum oluyor. 3 günlük yemeğim hazır. Hatta bi de yanına oğluş için kurabiye yaptım.

Neler mi yaptım? Önce kızartma yaptım. Genelde pek kızartma türü yemek yapmam ama yazın sarımsaklı domates soslu köfte, patates, patlıcan, kabak ve biber kızartmayı çok seviyorlar. Senede en fazla 3-4 kere yaparım, o da bu haftaya denk geldi. Sonraa Hünkar beğendi vee kuru fasulye, tabii yanına da pilav. Sonraki güne de ne yapacağımı şimdiden planladım. Hafta arası Ikea'dan almış olduğum somonu pişireceğim. Ondan sonrası kısmet, bakacağız artık...ilhama göre. Cuma'ya da misarifirim var...yemeğe değil çaya...Bu aralar Italyan esintileri içindeyim, elim hep Italyan tariflerine gidiyor, sanırım çay için o taraftan birşeyler yapacağım.

Tüm bu yaptıklarımın tarifilerini 1-2 gün içinde resimleriyle yayınlayacağım.

Yukarıdaki resimde görmüş olduğunuz güzeller güzeli ekmekler umduğumdan daha güzel oldular. Üzerlerine sürdüğüm sarımsak o kadar güzel koktu ki ölüyü bile diriltir valla...

Daha fazla lafı uzatmadan bu güzelim iştah açıcıların basit tarifine hemen geçiyorum...

Malzemeler

  • 12 dilim ekmek (baget ekmek)
  • 3 diş sarımsak
  • 1 adet küçük soğan (yemeklik doğranmış)
  • 2 iri domates (kabukları soyulmuş ve küp doğranmış)
  • 7-8 yaprak taze fesleğen (küçük küçük kesilmiş)
  • 2 çorba kaşığı zeytinyağı
  • 1 tatlı kaşığı balsamic sirke
  • tuz

Yapılışı

Fırını önceden ızgara konumunda aşağı yukarı 200 derecede ısıtın. Bir kapta, domates, soğan, fesleğen, zeytinyağı, sirke ve tuzu birlikte karıştırın.

Ekmekleri fırın ızgarasına dizip her iki tarafları da kızarana kadar 2 dakika kadar kızartın. Kızaran ekmeklerin sadece bir yüzeylerine sarımsakları sürtün.

Daha sonra kaptaki domatesli karışımları ekmeklerin üzerlerine eşit miktarda paylaştırın. Bu kadar basit ama bir o kadar da lezzetli.

Afiyet olsun !

13 Ağustos 2008 Çarşamba

Kiraz Soslu Ricottalı Cheesecake

SNC10721

Şirketten bir arkadaşımız tatil için Italya'ya gidiyordu...gitmeden "oralardan birşey ister misiniz" demişti, ben de "bulursan Ricotta" demiştim. Kızcağız sağolsun üşenmemiş getirmiş...çok severim bu peyniri, aslında peynirlerin çoğunu severim ama bazılarını daha çok. Ricotta sanki biraz bizim lor peynirine benziyor, loru da çok severim zaten, kahvaltıda reçelle çok güzel gider...

Seyahatten elinde Ricotta'larla dönünce, ben de madem arkadaşım getirmiş, ben de bununla bir tatlı yapayım dedim. Tesadüfen de bu tarifle karşılaştım, birden çıktı karşıma...Korka korka yaptım, ilk defa bu peynirle farklı birşey deniyordum çünkü. Ama iyi ki denemişim, gerçekten çok leziz oldu...

Nasıl yapıldığına gelince...

not: "cup" ölçüsü ekmek makinemin içinden çıkan ölçü bardağıdır.



Malzemeler

  • 450 gr ricotta
  • 1/4 cup süt (50 gr)
  • 1/2 krema (110 gr)
  • 2 yumurta
  • 2 yumurta sarısı
  • 1/3 toz şeker (80 gr)
  • 2 yemek kaşığı un
  • yarım limon kabuğu rendesi
  • 1 tutam tuz

Kiraz sosu için:

  • 350 gr çekirdeği çıkarılmış kiraz
  • 3/4 cup toz şeker (175 gr)
  • 1 tutam tuz
  • 1 çay kaşığı limon suyu

Yapılışı

Fırını önceden 165 derecede ısıtmaya başlayın. Dikdörtgen cam fırın kabını yağlayın, içine yağlı kağıt döşeyin.

Ricotta, süt, krema, yumurtalar, yumurta sarıları, toz şeker, un, limon kabuğu rendesi ve tuzu birbirine iyice karışana kadar birlikte karıştırın.

Karışımı fırın kabına boşaltın ve hafif altın sarısı bir renk alana kadar 40 dakika kadar pişirin. Pişirme süresinin sonunda fırını kapatıp, cheesecake fırının sıcağında 1 dakika kadar bekletin., sonra çıkarıp dışarıda soğumasını bekleyin, soğuduktan sonra mümkünse bir gece buzdolabında bekletin.

Kiraz sosun için, kirazlar, tuz ve toz şekeri karıştırıp bir kapta 30 dakika kadar bekletin. Sonra bu karışımı orta ısının biraz üstünde, kirazlar yumuşayıp ağdalı bir kıvam alana kadar 15-20 dakika kadar arada karıştırarak pişirin. Ateşten alıp içine limon suyunu katın.

Cheesecake'i kaptan çıkarıp servis tabağına aktarın. Dilimleyip, üzerine sosu dökün. Sosu sıcak veya oda hararetinde sunabilirsiniz.

Bu arada benim kabım karışıma göre biraz fazla geniş kaldı, o yüzden biraz ince bir cheesecake oldu. Herhalde 20x30 gibi büyüklükte bir kap daha iyi olur.

Afiyet olsun !

10 Ağustos 2008 Pazar

Dövmeç

Közlenmiş patlıcanı kim sevmez, közlenen herşeyin tadı bir başka oluyor. Şimdiye kadar közleme işinde pek başarılı olamıyordum ama tatilde annemlerin yanına gidip orada annemim nasıl yaptığını dikkatle izleyip öğrendim. Çok basit bir yöntemle bu işi de çözmüş olduk. Bunun için ne barbeküye, ne de fırına ihtiyaç var. Elektrikli ocağınızın en yüksek ısısına getirmeniz ve pazardan közleme için satılan levhalardan almanız yeterli. İşte dövmeçin hikayesi...

SNC10702

Malzemeler
  • 2 patlıcan
  • 2 domates
  • 4 sivir biber
  • 3 diş sarımsak
  • 1 çorba kaşığı zeytinyağı
  • tuz

Yapılışı

Patlıcaları közleyin, bir kenara alın. Ben patlıcanları ocağın üzerinde, tel levha üzerinde, en yüksek ateşte közledim gayet başarılı oldu.

My creation

Sarımsakları küçük küçük kesin, domatesleri rondodan geçirin ve biberlerin de çekirdeklerini çıkartıp doğrayın.

SNC10682

Tencerede zeytinyağını ısıtıp sarımsak ve biberleri bir iki çevirip kavurduktan sonra domatesleri ekleyin, kaynadıktan sonra ısıyı orta dereceye getirip kapağını kapatıp bir kenara aldığınız patlıcanlarla ilgilenmeye başlayın.

Közlenen patlıcanların saplarını kesip, ortasını yarın ve içini tatlı kaşığı ile sıyırıp çıkartın ve bir tabağa alın.

My creation

Patlıcanları domatesli karışımın üzerine koyup, tahta kaşık yardımıyla çevire çevire pişirin. Aşağı yukarı bir 10 dakika pişirdikten sonra ocaktan alıp servis tabağına koyun. Ben soğutup öyle sunuyorum.

SNC10691

Afiyet olsun !