11 Kasım 2007 Pazar

Çikolatalı Muffin

Her seferinde, bu ay kesin bu etkinliğe katılacağım diye niyetleniyorum, olmuyor, hep geç kalıyorum. En son "Kurabiye" etkinliğine Damla Çikolatalı Kurabiye ile katılmıştım. Bu sefer erkenden katılmaya karar verdim. Öyle çok da düşünemedim neyle katılayım diye, birden aklıma geliverdi ve...
Kaynana çatlatan tariflere, bu çatlak görünümlü muffinimle katılmaya karar verdim. Aslında buna muffin demek pek doğru olmayabilir, çünkü içinde sıcacık çikolata saklı, yarı sufle birşey... Keşfetmesi size kalmış :)

Sadeliğin her zaman en iyisi olduğuna inandığım için, bu mütevazı tarifimin de, etkinlik için doğru seçim olduğuna karar verdim. Öyle önemsiz önemsiz, minik minik durduğuna bakmayııın, o ne canlar yakmıştır ooo...
Misafir sofralarımın sonunu, genelde bu mütevazı görünümlü, ama her yenildiğinde "Mmm bu nasıl birşey böylee" dedirtmeden de edinilemeyen bu tatlı ile sonlandırmışımdır.

Bu kadar lafı boşuna etmiyorum, deneyin ve görün...

Hazirlaması 8 dk, pişirmesi 8 dakika... Yapan memnun yiyen memnun :)


Özlem Açıkgöz

Malzemeler

  • 2 adet 80 gr'lık bitter çikolata
  • 5 çorba kaşığı margarin
  • 4 yumurta
  • 1/2 su bardağı toz şeker
  • 1/2 su bardağından bir parmak fazla un

İçinde kabartma tozu yok, unuttuğumu sanmayın. Ama kabartma tozu olmadığı için de kabarmadığını sanmayın. Ciddi ciddi kabarıyor. Tabii yumurtalar, her kek ve muffin tarifinde olduğu gibi oda ısısında olacak.

Yapılışı

Fırını 210 derecede ısıtın. Çikolata ve margarini kalın tabanlı bir cezveye veya kaba koyup, kısık ateşte eritin. Bunu dilerseniz benmari usulu ile de yapabilirsiniz ama ben hiç böyle yapmadım. Sonucu pek etkilediğini de sanmıyorum, yıllardır hep bildiğim gibi yaptım.

Eriyen çikolatayı kenara alın ve soğumaya bırakın.

Derin bir karıştırma kabında yumurta ve şekeri mikserle çırpın. Bu karışıma çikolatalı-margarinli karışımı, azar azar, karıştıra karıştıra ilave edin.

En son unu ilave edin. Unu ekleme aşamasında, mikseri bırakıp, karışımı spatula ile karıştırın.

Karışımı, kağıt muffin kalıplarına, yarı yarıya dökün. Aşağı yukarı 8-10 adet çıkıyor.

Isıtılmış fırında 8 dk kadar pişirin. İçi sulu kalıyor, ancak daha kuru bir kıvamda olmasını istiyorsanız, pişirme süresini biraz daha uzatabilirsiniz.

Fırından çıkar çıkmaz, kağıt kalıbından çıkarıp, sıcak sıcak tabağa koyup sunun. Yanında mutlaka dondurma ile servis edin.

Eğer ertesi güne kalırsa, muffin olarak yiyebilirsiniz, çünkü ertesi güne kalınca, içinden akan sıvı yok oluyor. Ama o haliyle de gayet güzel.

Afiyet olsun !

Kağıtta Kuzu Budu

Çalıştığım için, hafta sonlarında, hafta arası için ha babam yemek yaparım. Tabii bu demek değilki, 5 çeşit yemek yapıyorum. Çoğunlukla 3 çeşit yapar, diğer günlerde de doğaçlama yaparım. Bu da demek oluyor ki haftada mutlaka 1 kere makarna yapılıyor. Doğaçlama hakkımı genelde makarnadan yana kullanırım hep :)

Hafta arası, işten eve pek münasip bir saatte gelemediğim için, uzun uzun pişmesi gereken yemekleri hafta sonu yapıyorum.

Ne zamandır, fırında kuzulu muzulu bir yemek yapmak istiyordum. Aile kasabımızdan, kendilerinin özel tasarımı olan mini minaccık bir kuzu budu parçası aldım. Özel tasarım da ne demek diyeceksiniz, konuyu hemen açayım, budun üzerine biber salçası, biraz sıvıyağı, karabiber, tuz, kekik ve limon kabuğu rendesi ile sıvazlanıp, yağlı kağıda sarılıp, iple bağlanıp hazır hale gelmesidir.

Limon tadını piştikten sonra ayırt etmeniz mümkün olmuyor, bunu yapmalarının sebebi etin ağır kokusunu ortadan kaldırıyor olmasıymış.
Etin kağıtla çok iyi sarılması lazım, böylece kendi suyu dışarı akmadan içinde birikiyor.

(Fotoğrafını güzel çekemedim, et biraz garip bir şekilde görünüyor, aslında parçalara ayırıp çekseydim, daha iştah açıcı görünürdü, ama artık çoook geç...)



Eti bu şekilde, önceden 200 derecede ısıtılmış fırında 2,5 saat pişiriyorsunuz. Sonuç, yumuşacık bir et parçası. Yanında iç pilav ile mükemmel bir birliktelik.
Dilerseniz eti didikleyip pilavın üzerinde de sunabilirsiniz. Keyfiniz nasıl isterse...

Zamanı olanlara hafta arası yemeği, olmayanlara ise hafta sonu :)



Afiyet olsun !

Sebzeli Lazanya

Bizim evde mönü planlama işi maalesef hep bendedir. Nadiren birilerinin canı birşey çeker ve benden yapılması istenir. Halbuki, bu konuda biraz fikir yardımı almak ve istek üzerine yemek yapmak fena olmazdı. Ama kek ve kurabiyeleri bu durumdan hariç tutuyorum, bunlar itina ile istenilir :)

-Anneee kurabiye yapsana...
-İçinde çikolata parçaları olandan...
-Lütfeeeen

Sihirli kelime söylenince akan sular durur, "Lütfen", yorgunluktan ölünse bile, kalkılır ve oğluşa kurabiye yapmak için dolaptan malzemeler tek tek tezgaha konulmaya başlanır... Sanırım buna annelik deniliyor, ya da, içimdeki anlayamadığım, o garip, birşeyler pişirme dürtüsünün ortaya çıktığı an herhalde...

Genelde, yemek yaparken, önce tariflerimi karıştırır ve tarife göre yemek yaparım. Ya da, o an canım ne çekerse, yine, o yapmak istediğim yemeğin tariflerini aramaya koyulurum.
Bu sefer, dolapta öylece durup duran, daha önce yapmış olduğum patlıcan kızartması ve son kullanma tarihine 3 gün kalmış olan mantarlarım ile ne yapabilirim diyerekten yola çıktım ve aklıma bu tarif geldi. Bu tarifi ben uydurmadım, Sofra dergisini karıştırırken görmüştüm. Makarnanın her türünü çok sevdiğim için daha fazla tereddüt etmeden yapmaya karar verdim.

Belki sizin de dolabınızda durup duran kızarmış patlıcan ve son kullanım tarihi yaklaşmış mantarlarınız varsa... uygulayın derim :)




Malzemeler
  • 6 parça lazanya (haşlamayı gerektirmeyen türünden)
  • 1 çay bardağı zeytinyağı
  • 150 gr mantar
  • 1 adet patlıcan
  • 1 soğan
  • 1 havuç
  • 3 domates
  • 2 diş sarımsak
  • 1 çay bardağı rendelenmiş kaşar peyniri

Sosu için

  • 1 çorba kaşığı tereyağı
  • 1 çorba kaşığı un
  • 2 su bardağı süt
  • tuz, karabiber

Yapılışı

Öncelikle beşamel sosunu hazırlayın. Tereyeğını bir tencereye alıp, eritip, içine unu koyup rengi dönene kadar kavurun. Üzerine sütü, tuzu, karabiberi ekleyin ve çok fazla koyulaşmadan ocaktan alın.

Ayrı bir tavada zeytinyağının yarısını döküp, içine ince doğranmış mantarları koyup, hızlı ateşte kavurarak pişirin. Delikli bir kepçeyle, mantarları tavadan alıp tabağa aktarın. Aynı tavaya yemeklik doğranmış soğanı koyup kavurun. Üzerine rendelenmiş havuçları da ekleyip, birlikte sote edin. Havuçlar yumuşayınca tavadan delikli kepçe ile alın. Mantarları, havuçları ve patlıcan kızartmalarını bir araya getirip karıştırın.

Bu sefer aynı tavaya rendelenmiş domatesleri koyun. Üzerine ince ince doğranmış sarımsakları, tuzu, karabiberi ve artan zeytinyağını ekleyip pişirin. Domatesli karışımın yarısını alıp, iç malzemesi ile karıştırın.

Fırına dayanıklı bir kabın dibine biraz beşamel sostan koyup yayın. Üzerine 2 adet Lazanya yerleştirin (kullandığım fırın kabının tabanı tam 2 adet lazanyanın kaplıyacağı ene ve boya sahipti). Onun üzerine iç malzemenin yarısını dökün, beşamel sostan gezdirip, 2 adet lazanya daha koyun, malzemeninkalan yarısını da kullandıktan sonra, üzerine beşamel sos ve son 2 lazanyayı da ekledikten sonra kalan beşamel sosunu döküp, en üste de kalan domates sosunu gezdirin. Kaşar rendesini serpip, önceden 200 derecede ısıtılmış fırında 30-35 dk kadar pişirin.

not : Tarifin orijinali 6-8 kişi için olup, 12 adet lazanya kullanılıyor. Her katta da 3 adet lazanya kullanılıyor. Bu kadar kalabalık olmadığımız için bu ölçüyü azaltıp, her katta 2'şer lazanya kullandım.

Afiyet olsun !

10 Kasım 2007 Cumartesi

Islak Kek 2

Efendim "Islak kek 2" Bloglar arası vizyona girmiş bulunmaktadır... üstelik ilkinden sonra çok daha başarılı bir kadroyla :)

Yılın altın "Kelepçeli Kek Kalıbı"na aday adayı :)

Bizde, içinde çikolata olan herşey çok sevildiği için, kek ve kurabiyelerimiz genelde kakaolu ve çikolatalı oluyor. Çalışmalarımı hep bu malzemeler üzerine yoğunlaşarak yapıyorum tabii...

Geçen gün yapmış olduğum kek, bir çırpıda bittiği için. Aynı tarifi tekrar yaptım. Gönlüm, çiğ yumurta kullanmaya el vermediğinden, adı "Islak kek" olan bu keki, sosunun içinde çiğ yumurta olmadan nasıl ıslak hale getirebilirim diye düşününce bu yöntemi buldum. Her ne kadar entegre tesislerde üretilen, ve güvendiğim bir markayı kullansam da, içinde çiğ yumurta olan tarifleri uygulamaya henüz hazır olmadığımı düşünüyorum, içim el vermiyor bir türlü. Asıl yanarım yanarım da, bu kuş gribi hikayeleri ortaya çıkmadan evvel, parfe ve chocolat mousse yapmadığıma yanarım. Özellikle chocolat mousse çiğ yumurta ile yapıldığı için, bu hastalık, yeryüzünden silinene kadar, bu tatlıyı, ne yapacağım ne de yiyeceğim sanırım.

Tarif olarak aynen bir önce yaptığım Islak Kek tarifini uyguladım. Sadece ilave olarak 1 su bardağı süt ve 1 tablet (80 gr) bitter çikolatadan oluşan sosu kullandım. Sosun hazırlanışı şöyle; çok basit: cezvenin içine sütü koyup içine çikolatayı parçalara ayırarak koyun. Kısık ateşte eriyip, süt ile çikolata iyice biribirine karışana kadar pişirin. Kek fırından çıkınca, sıcak iken kekin üzerine bıçağın ucunu, birkaç yerinden batırıp çıkarın. Ocakta sıcak sıcak bekleyen sosunuzu alıp, kekin üzerine eşit bir şekilde dökün. Kek onu sünger gibi çekiyor. Sosun içinde gerçek çikolata olduğu için, kek soğumaya başlayınca, üstü parlak olarak kalıyor.

Ondan sonra, kek ılındıktan sonra, kekin etrafını, kalıbından daha rahat ayrılabilmesi için ince bir spatula geçirip, kelepçeleri açıp, biraz da böyle beklettikten sonra, kekinizi servis tabağına alabilirsiniz. Ben kalıptan servis tabağına geçirmeden evvel, kek parçalanmasın diye, genelde kekleri ters yüz etmek için kullandığım bir tabanlığı, kekin tabanı ile kalıbın arasına dikkatlice sokup, kekin bu tabanın üzerine alıp, servis tabağına kaydırdım.

Servis tabağından da, kare kare keserek misafirlerinize veya kendinize :) sunabilirsiniz.


Afiyet olsun !

Kabaklı Börek 2

Her zaman buzlukta acil durumlar için yufkam olur. Üçer üçer koyarım poşetlere. Yapmadan birkaç saat önce çıkarıp dışarıda bekletince ilk günkü gibi hazır hale geliverir. İşten eve yorgun argın döndüğümde, alışveriş yapacak halim olmadığında, elimin altında, olması çok işime yarıyor.
Şu mutfak sevgisi de olmasa, aslında çekilecek dava değil bu işler, onca koşturmanın ardından, misafir için birşeyler hazırlamak, sadece sevgi ile olabilecek şeyler... Çok garip, neden böyle bir dürtüye sahip olduğumu anlayamıyorum. İzinli günümde bile, ayaklarımı uzatıp oturacağıma. Hmmm, acaba bu gün ne pişirsem bizimkilere diyerekten tariflerimi karıştırıyorum...

Her ay olduğu gibi, arkadaş toplantı sırası bana gelmişti ve her zamanki gibi 1 çeşit tatlı ve 1 çeşit de tuzlu yapmam gerekiyordu.

Dediğim gibi...yufkalar ve sevgi... ortaya bir adet kabaklı börek ile bu sefer gerçekten adı gibi Islak bir kek yaptım...

Daha önce tarifini vermiş olduğum Kabaklı Börek den daha farklı, ve çok daha leziz diyebileceğim bir kabaklı börek tarifi bu. Orijinal tarif sevgili Teslime Mahmutoğlu'na ait, ben üzerinde 1-2 ufak tefek değişiklikler yaptım.
Pişerken fırından mis gibi sarımsak kokusu yayıldı... Sarımsak severler için çıldırtıcı bir koku diyebilirim :)

Lafı daha fazla uzatmadan böreği nasıl yaptığıma geçeyim.

Buyrun önce malzemeler...


Malzemeler
  • 4 yufka
  • 2 yumurta
  • 4 kabak
  • 1 soğan
  • 200 gr dil peyniri, rendelenmiş
  • 3 iri diş sarımsak
  • 1/2 çay bardağı zeytinyağı
  • 1 çay bardağı sıvıyağı
  • 2 tepeleme kaşık yoğurt
  • 1 su baradağı süt
  • susam, tuz



Yapılışı

Buzluktan 2 saat önce çıkarttığım yufkalar hazır hale gele dursun, ben iç malzemesini hazırlamaya başladım ilk evvela. Soğanı ve sarımsağı küçük küçük doğradım. Zeytinyağını tavada ısıtıp, önce sarımsakları peşine de soğanları atıp kavurdum.

Kabakları rendeleyip onları da soğan ve sarımsakların içine ilave edip, suyunu çekene kadar kavurdum. Tuzunu koyup, kabakları bir kenarda soğumaya bıraktım. Soğuduktan sonra, içine rendelediğim dil peynirini ilave ettim.

Derin bir kapta, yoğurt, yumurtalar, süt, sıvıyağı (her zaman olduğu gibi fındıkyağı) ve tuzu iyice çırptım.

Fırın tepsisini fırça yardımıyla yağladım. Yufkalardan birini alıp, ikiye bölüp, hazırladığım sosa batırıp çıkarttım ve tepsiye yaydım. Peşine diğer yarısını da aynı şekilde, böylece 2 yufkayı tepsiye yaymış oldum. Üzerine kabaklı malzemeye yaydım. Kabakların üzerine geri kalan 2 yufkayı da yine aynı yöntemle, sosa batırıp batırıp tepsiye yaydım. Bu işlemler bitince de susam serpip. Önceden 175 derecede ısıtılmış fırında 35 dk kadar pişirdim.

Afiyet olsun !

4 Kasım 2007 Pazar

4 Yeni Tarif

29 Ekim'den bu yana yaptıklarımı bir türlü bloguma ekleme fırsatı bulamamıştım.

Ben de dördünü birden bu akşam ekleyiverdim işte. Umarım beğenirsiniz.
Şimdi oturup "Şeytan Marka Giyer" filmini ikinci kez seyredeceğim.

Herkese iyi akşamlar ve kucak dolusu sevgiler !

İç Pilav



Malzemeler

  • 2 su bardağı pirinç
  • 3 su bardağı su
  • 1 çorba kaşığı badem
  • 1 çorba kaşığı kuşüzümü
  • 1,5 çorba kaşığı dolmalık fistik
  • 1 domates
  • 1 çay kaşığıi tarçın
  • 1 tatlı kaşığı yenibahar
  • 1 çorba kaşığı tozşeker
  • 1 kahve fincanı zeytinyağı
  • 1 çorba kaşığıi kurutulmuş dereotu
  • tuz, karabiber


Yapılışı

Pirinci 1 tatli kaşığı tuz ve 1 çay kaşığı limon suyu ilave edilmiş sıcak suda yarım saat bekletin. Kuşüzümlerini ayiklayın. Kuşüzümlerini ve bademi sıcak suda bekletin ki kuşüzümleri şişsin, bademlerin de kabukları soyulsun diye.

Zeytinyağını pilav tenceresinde ısıtıp, süzülmüş pirinclerin içine atip, kavurmaya baslayın ve sırasıyla badem, kuşüzümü ve dolmalık fıstıkları da ilave edip kavurmaya devam edin. Küp küp dogradığınız domatesleri, dereotunu, şekeri ve baharatları da ilave edip biraz daha kavurduktan sonra sıcak suyu ekleyin. Suyu çekmeye başlayıp, pilav göz göz olunca tencerenin altini iyice kisip 25 dk pişirin.


Afiyet olsun !

Sosisli Patatesli Börek



Malzemeler
  • 3 yufka
  • 1 kase küçük kokteyl sosis
  • 3 adet haşlanmış patates
  • 3 adet domates
  • 2 adet sivri biber
  • tuz, karabiber
  • 2 çay bardağı sıvıyağı
  • 1 çay bardağı süt
  • 2 yumurta (1 tanesinin sarısı üzerine sürülecek)

Yapılışı

Domatesleri rendeleyip, 1 çay bardağı sıvıyağı ile pişirin, sivri biberleri de küçük küçük kesip içine atın. Domatesli karışımın içine yuvarlak yuvarlak kesilmiş sosisleri atıp pişirin.

Haşlanmış patatesleri minik minik küpler halinde doğrayın.

Domatesli sosisleri ve papatesleri bir araya getirip harmanlayın. Tuz ve karabiber ile tatlandırıp bir kenara ayırın.

Kalan 1 çay bardağı sıvıyağı, süt ve yumurtaları (birinin sarısını üzeri için kenara ayırın) bir çanakta çırpın.

Yufkanın birini tezgaha yayıp, sütlü sosla ıslatın. Sırasıyla ikinci ve üçüncü yufkaları da üst üste koyarak tek tek ıslatın.

Yufkaların kenarlarından birazcık içine katlayarak kare haline getirin. Karenin uçlarından ortaya doğru birleştirerek tekrar bir kare oluşturup, ortasına harcı döküp yayın.

Uç kısımlarından üzerine katlayıp kapatın. Fırın tepsisine alın. Üzerine yumurta sarısını sürüp, çörek otu serpin. Tepsideki böreği karşılıklı bıçakla kesip, dört adet üçgen parça elde edin. Önceden 180 derecede ısıtılmış fırında 30 dk kadar pişirin.


Afiyet olsun !

Tiramisu Pastası




Hazır kek ile değil de, kekini de kendi yapmak isteyenlere işte Emine Beder'in güzelim Tiramisu tarifi...


Malzemeler
  • 5 yumurta
  • 5 kahve fincanı un
  • 5 kahve fincanı şeker
  • 1/2 paket kabartma tozu
  • 2 çorba kakao

kreması için

  • 2 yumurta sarısı
  • 2 su bardağı süt
  • 3 çorba kaşığı tepeleme un
  • 1/2 su bardağı şeker
  • 1 paket labne peyniri
  • 1 su bardağı bol şekerli nescafe
  • kakao (üzerine serpmek için)

Yapılışı

Yumurtaları şekerle mikserde birlikte çırpın. Unu, kabartma tozunu ve kakaoyu ekleyip karışımı çırpma teli ile karıştırın. Yuvarlak bir kek kalıbını yağlayıp, tabanına un serpip, karışımı içine boşaltın. Önceden 190 derecede ısıtılmış fırında pişirin. Keki kalıptan ılındıktan sonra çıkartıp ikiye ayırın.

Tencereye, sütü, unu, şekeri ve yumurta sarılarını koyup orta ateşte muhallebi kıvamına gelene kadar karıştırarak pişirin. Üzeri göz göz olup kıvama gelince tencereyi ocaktan alıp soğumaya bırakın.

Krema soğunca, (genelde ben krema ılınır ılınmaz hemen labneyi ilave edip çırpmaya başlıyorum), ayrı bir kaba aktarıp içine labne peynirini ilave edip 1-2 dk mikserleyin.

Bir bardak ılık suya 2 tatlı kaşığı toz şeker ve 2 tatlı kaşığı nescafe koyup karıştırın. Pastanın alt tabanını ve üst tabanını nescafeli karışım ile ıslatalım. Pastanın alt tabanına, kremanın yarısını döküp yüzeyine yayalım. Pastanın üst parçasını alt parça üzerine oturtup, kremanın geri kalanını pastanın üzerine ve yanlarına doğru, her tarafı kaplanacak şekilde yayın.

En sonunda 1 çorba kaşığı kakaoyu bir süzgece koyup, pastanın üzerinde eleyerek serpin.

Tavsiye edilen, tatlı hazırlandıktan sonra 1 gece dolapta beklemesidir ki bencede en doğrusu budur.


Afiyet şeker olsun !