9 Ağustos 2007 Perşembe

Birazcık Tatil

Kısa da olsa tatil tatildir. Di mi ama ?

Son zamanlarda, iş yerinde, etrafa şaşı beş bakmaya başlayınca. Senin tatilin gelmiş, sen bi tatil yap gel dediler. Saolsunlar beni düşünmeleri çok güzel ama ben alışmışım 10 günlük tatillere. Üstelik geçen sene çıkmış olduğum tatilin 1. günü rahatsızlanıp hastanelik olup soluğu ameliyat masasında alınca ne tatil kaldı ne matil. Anlayacağınız hasret kaldım ben bu tatillere. Şu anda, burada Yaman Ayşe gibi bi şiir yazmak isterdim ama ıııh çıkmadı bişey :) Zaten şiirlerle pek aram yoktur. Neyyse...

Ben de atladım, annemlerin yanına geldim. Şu anda bu satırları size Bodrum'dan yazıyorum. Sıcak odamdan (ama ben bu sıcağı da özlemişim) saçlarımı ensemi yakmasın diye toplamış, sıcağa rağmen elimden geldiğince yazdıklarıma konsantre olmaya çalışıyorum.

Oğluşum da yanımda ha bire yazım hatalarımı bulup benimle dalga geçiyor... Ha bu arada o da bir site yaptı ablaları... yaaa... E tabii blogcu annenin blogcu çocuğu olur.

Blogunun adı Uçaklar. Her gün girip kaç kişi ziyaret etmiş diye kontrol ediyor garibim ama onun sitesi henüz popüler değil. Daha çok çalışması lazım çoook. Laf aramızda beni de biraz kıskanıyor :) Sitesine ilgi toplamak için bir yarışma düzenledi ama henüz tık yok. Bakalım ne olacak.



İlk günü "Sakız Ana" isimli bir lokantaya gittik (buraya lokantanın dışından çekilmiş resimlerini koyacaktım ama ayıptır söylemesi resimleri çekerken parmağım da çıkmış:) bu farklı bir makine de kusura bakmayın arkadaşlar daha sonra tekrar çekip koyacağım).
Sakız ana ev yemekleri yapıyor. Sahibi yaşlı bir teyze, o işletiyor, salaş bir yer ama müşterisi bol. Olmaz mı, yaptıkları o kadar çok lezzetliydi ki.



Ben bu kadar güzel zeytinyağlı fasulye yememiştim. Boncuk Ayşe ile yapmış, tadı tuzu herşeyi tam kararındaydı, içine de pul biber koymuş, biberin acısı o kadar yakışmış ki. Bundan sonra ben de zeytinyağlı fasulye yaptığım zaman içine kırmızı pul biber koyacağım.



Dün de Gümüşlük'teydik. Tabii ne yenir? Balık. Akvaryum'a gittik. Balığı çok güzeldi, ayrıca daha önce başka yerde hiç karşılaşmadığım patlıcan közlemesi de çok başarılıydı. Ama en çok finalde Tük kahvesini bizlere sunuş biçimlerine bittim. Çiçeklerle donanmış bir tepsi, ortada, içinde güllü lokum bulunan bir kap, etrafında likör ve kahveler.

"Ehli keyfin keyfini kim tazeler? Taze elden taze pişmiş taze kahve tazeler"

Adetlerimize bayılıyorum valla.

Bugün ise Bodrum'a indik. Gelmişken tarihi Yunuslar Karadeniz fırınına uğrayıp tahinli çörek alalım dedik. İnmişken dondurma da yenmez mi, yenir tabii... Penguen'in Karadutunu, Balbademini ve Sakızını pek severim. Ama bu sefer neredeyse tüm çeşitlerine sakız katmışlar, tatları pek ayırt edilemiyor. Olsun ben yine de seviyorum.

Sokaklar çok kalabalık, yeter bu kadar gezinti hadi eve gidelim...

7 yorum:

Fast food kültürüne inat tabakta lezzetler... dedi ki...

Bu mübarek günde dilerim hepimizin duaları kabul olsun. İyi kandiller dilerim.
Sevgiler…

Özlem dedi ki...

Sevgili Perihan,

Bu vesile ile senin ve tüm dostların kandilini kutlar, hayırlara vesile olmasını dilerim.

Sevgiler...

hatice dedi ki...

Özlem'cim yükü sevgi, özü saygı, gücü barış, süsü hoşgörü olan mübarek Miraç kandilini kutlarım Güzel kandiller..

Özlem dedi ki...

Sevgili Hatice'cim,

Nice huzur dolu, sevgi dolu günler, nice kandiller...

Sevgiler...

Duygu dedi ki...

Sevgili Ozlem
Sana iyi tatiller diliyorum.
Kandilin mubarek olsun.
sevgiler

Özlem dedi ki...

Duygu'cum,

Teşekkürler,
Ben de senin de kandilini en içten dileklerimle kutlarım.

Sevgiler...

Adsız dedi ki...

penguen süper dondurma sütlü tatlı ve kahvaltı inanilmaz